Google’ın ana şirketi Alphabet Inc.’ye ait video paylaşım ve sosyal medya platformu YouTube, savaş karşıtı haber sitesi MintPress News’in (MPN) yayın gelirine engel getirdi. Bu hamle, MPN’nin, izleyiciler içeriklerini izlediğinde gelir elde etmesini engelliyor.
Dünya Sosyalist Web Sitesi, Youtube tarafından gerçekleştirilen bu siyasi sansür eylemini kesin bir dille kınamakta ve okuyucularını MPN’ye yönelik bu saldırının derhal geri çekilmesini talep etmeye çağırmaktadır.
MPN’ye yönelik sansür tedbirleri, ifade özgürlüğüne yönelik sistematik bir saldırı temelinde ve İsrail hükümetinin ABD ve Avrupa emperyalizminin desteğiyle Gazze’de yürüttüğü soykırıma yönelik protestolara ve muhalefete yönelik baskıların ortasında gerçekleşmektedir.
MPN’nin Kıdemli Kadrolu Yazarı ve Podcast yapımcısı Alan MacLeod WSWS’ye şunları söyledi: “Bu açıkça haberciliği bitirme girişimidir; bizim yapığımız haberciliği mali olarak sürdürülemez hale getirmektir. Bu nedenle de bizzat araştırmacı gazeteciliğe yönelik bir saldırıdır.”
MPN, kurulduğu 2011 yılından bu yana ABD emperyalizminin Ortadoğu ve Afrika’daki savaş suçlarının yanı sıra İsrail’deki apartheid rejiminin işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze topraklarında Filistinlilere karşı işlediği suçları ifşa etmiştir.
MPN, özgün araştırma haberleri, podcast’ler ve videolar aracılığıyla, ABD ve İsrail yanlısı şirket medyasının Netanyahu hükümeti ile Siyonist ordunun 7 Ekim’den bu yana devam eden etnik temizlik operasyonu ve Gazze kuşatması hakkında söylediği yalanları ifşa etti.
MacLeod, çevrimiçi haber kuruluşunun bu sonbaharın başından beri YouTube’daki videolarından reklam geliri elde etmesinin engellendiğini söyledi.
MPN buna ek olarak, YouTube videolarının birçoğunun “Aşağıdaki içerik rahatsız edici veya şiddet içeren görüntüler içerebilir” ve “ İhtiyatlı olunması tavsiye edilir “ şeklindeki uyarılarla “yaş sınırlaması”na sokulduğunu bildiriyor. Bu taktikler açıkça videoların izleyici sayısını sınırlamayı amaçlamaktadır.
Örneğin MPN kurucusu ve editörü Mnar Adley, “İsrail’in İşlediği Savaş Suçları” başlıklı YouTube videosunda, şirket medyasının “İsrail’i uluslararası hukuku çiğnediği için sorumlu tutmak yerine” İsrail’in sivilleri öldürme gerekçesini savaş suçlarını aklamak için nasıl tali hasar olarak gösterdiğini ortaya koyuyor.
Adley, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı “Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 6. maddesinin ihlali” ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kınıyor. İsrail’in kasıtlı olarak sivillere, hastanelere, ambulanslara, sağlık çalışanlarına ve gazetecilere yönelik saldırılar düzenleyerek savaş suçu işlediğini söylüyor. Adley, İsrail saldırılarında 200 okulun hasar gördüğünü, 26 caminin ve çok sayıda kilisenin yıkıldığını, bunun da din ve eğitimle bağlantılı binalara yönelik uluslararası saldırı yasağının açık bir ihlali olduğunu söyledi.
Bu videoyla birlikte yayınlanan ek bilgilere göre, diğer sosyal medya platformları da YouTube’un izinden giderek, “tehlikeli bireyleri” teşvik etme şeklindeki topluluk standartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle videoyu Facebook ve Instagram’dan kaldırdı.
Sansürle ilgili bir soruya yanıt olarak Mnar Adley, WSWS’ye şunları söyledi: “Bu yasak, PayPal’dan yasaklanmamızın ardından geldi, bu nedenle bunun kendi savaş suçlarından bizi sorumlu tutmak için bağımsız gazetecileri ve yayınları hedef alan organize bir kampanya olduğuna inanıyoruz.”
Adley sözlerine şöyle devam etti: “2017 yılında YouTube, ADL [Anti-Defamation League / İftira ve İnkârla Mücadele Birliği] ile ortaklığını duyurdu ve ADL’yi güvenilir işaretçiler kuruluna atadı. Bu, YouTube’da savaşı ve İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği suçları haber yapan ve [ABD] Dışişleri Bakanlığı’nın çizgisine uymayan bağımsız ve alternatif medya kaynaklarına yönelik baskının başlangıcıydı.”
Adley tarafından tarif edilen YouTube’daki sansür kampanyası, Nisan 2017’de Dünya Sosyalist Web Sitesi tarafından tespit edilen, solcu ve savaş karşıtı web sitelerinin internet arama sonuçlarının kısıtlanmasıyla paraleldir. WSWS tarafından temsil edilen sosyalist siyasi perspektifi bastırmak için kasıtlı bir çaba gösteren Google, arama algoritmasını “daha güvenilir içeriği yukarı çıkarmak için” değiştirdi. Google ayrıca sol karşıtı siyasi sansürünü “sahte haberlerle” mücadele diyerek gizlemeye çalıştı.
Adley şöyle devam ediyor: “Bizimki gibi platformların erişimi önemli ölçüde azaldı ve abonelikler yavaşladı. Bu durum Google, Facebook ve diğer büyük teknoloji platformları tarafından karşılaştığımız diğer gizli yasaklar ve algoritmik sabotajlarla aynı doğrultudaydı. Kanalımızın yayın haklarının engellenmesinin, resmi anlatılara meydan okuyan haberciliğimizin ve yayıncılığımızın doğrudan hedef alınması olduğuna inanıyoruz.”
Adley, YouTube yayın haklarının engellenmesinin daha olası bir açıklamasının, “sürekli savaş devletinin (İsrail’in Filistin’i işgali ve Filistinlilere karşı işlediği suçları da içeren) mimarlarını ve vurguncuları ifşa eden savaş karşıtı yayınları” nedeniyle olduğunu söyledi. “Kanalımızın yayın gelirlerini düşürmek amacıyla büyük teknoloji şirketleri tarafından hedef alındığımıza inanıyoruz. Bu bir tür ekonomik sansürdür.”
MPN ve diğerlerini susturmaya yönelik yinelenen çaba, Avrupa ve ABD’deki sözde demokratik hükümetlerin Filistin yanlısı protestoları yasaklama ve Siyonist soykırıma karşı gösterilerin antisemitik olduğunu ve yasa dışı ilan edilmesi gerektiğini iddia etme kampanyası bağlamında gerçekleşmektedir. Tüm dünyada milyonlarca insan tarafından benimsenen görüşleri sansürlemeye yönelik bu girişimler hızla çökmektedir.
YouTube’un savaş karşıtı sesleri susturmaya yönelik son girişimleri arasında 1 Kasım’da bağımsız gazeteci ve podcaster Richard Medhurst’ün sesinin kısılması da yer alıyor. Suriye’nin başkenti Şam’da doğmuş bir Britanya vatandaşı olan Medhurst, İsrail ve şirket medyasının Gazze’nin bir “ölüm kampına” dönüştürülmesini meşrulaştırmak için kullandığı propaganda yalanlarını sürekli olarak ifşa etmiştir.
Bu arada, Salı günü Truthout internet sitesi, İsrail’in Gazze’deki soykırımının yoğunlaşması ile anayasadaki Birinci Değişiklik ile korunan ifade özgürlüğünü suç haline getirmeyi amaçlayan bir siyasi kampanya arasındaki ilişkiyi inceledi.
Truthout, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi politikacıların desteğini alan kolej ve üniversitelerin, “yabancı bir terör örgütüne maddi destek sağladıkları” gerekçesiyle kampüslerdeki Filistin yanlısı öğrenci kulüplerini kapatma girişimlerini haberleştirdi. Bu arada haberde, “Virginia Başsavcısı Jason Miyares kısa bir süre önce eğitim ve hukuk konularında Filistinlilere destek faaliyetlerine odaklanan kâr amacı gütmeyen Filistin İçin Amerikalı Müslümanlar hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu,” deniliyor.
Truthout’un da açıkladığı gibi, “Filistinlilerin insan haklarını savunan söylemlerini ‘antisemitik’ ya da potansiyel olarak ‘teröristlere maddi destek’ sağlamakla damgalamak ve ardından taciz veya şiddete maruz bırakma amacıyla bireylerin kimliklerini çevrimiçi olarak yayınlamak, insanları bu temelde izlemek ve hatta suçlamak, Birinci Değişiklik’in ifade, örgütlenme ve toplanma hakları açısından tehlikeli sonuçlar doğurmaktadır.”
Truthout’in haberi, temel haklara yönelik bu saldırılara rağmen on binlerce üniversite öğrencisinin ve diğer katılımcıların protestolarını sürdürdüğünü belirtiyor: “Tepkilerden yılmayan 100’den fazla üniversite kampüsündeki üniversite öğrencileri, Gazze’de ateşkes çağrısında bulunan ve üniversitelerin İsrail’e silah sağlayan silah üreticileriyle ilişkilerini kesmesini isteyen geniş bir koalisyonun parçası olarak protesto yürüyüşleri düzenlediler.”
X/Twitter’da 200.000’den fazla takipçisi olan MPN’nin kıdemli yazarı Alan McLeod’un son podcast’i, emperyalist propaganda kampanyasının bilgi savaşını kaybetmekte olduğuna işaret ediyor.
McLeod, TikTok ve Twitter’ı İsrail yanlısı yalanlarla doldurmak için milyonlarca dolar harcanmasına rağmen “anketler ve küresel gösterilerin kamuoyunun giderek artan oranda Filistin’in yanında yer aldığını gösterdiğini” yazıyor. Sosyal medya platformlarının çevrimiçi sansür önlemlerini artırmalarının nedeni de tam olarak budur.