İsrail’in Gazze’ye düzenlediği bir dizi hava saldırısında 400’den fazla kişiyi katletmesinden bir gün sonra, İsrail ordusu bombardıman harekâtını sürdürdü ve bölgeye kara saldırısı başlattı.
El Cezire’ye göre Salı günü 60 kişi öldürüldü ve iki gün içinde öldürülen toplam insan sayısı 500’e yaklaştı. Katliamlar ve kara operasyonları, İsrail’in iki ay önce sözde kabul ettiği “ateşkes”e açıkça karşı gelmektedir.
Gazze’de başlatılan yeni ve büyük askeri saldırıya, ABD’nin Yemen’e yönelik bugüne kadarki en büyük saldırıları ve Trump yönetiminin İran’a yönelik artan savaş tehditleri eşlik etti. Bölge çapındaki askeri tırmanışın amacı, ABD-İsrail egemenliğinde bir “Yeni Ortadoğu” yaratmanın bir parçası olarak Gazze’nin etnik temizliği ve ilhak edilmesidir.
Gazze’deki medya ofisine göre 18 aydır süren Gazze soykırımı resmi olarak 61.700 kişinin ölümüne neden oldu ve tüm bölgeyi yerle bir etti.
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, Salı ve Çarşamba günü düzenlenen hava saldırılarının “sadece ilk adım” olduğunu belirterek “Gazze’nin tamamen yok edilmesi” tehdidinde bulundu. Katz sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail daha önce hiç görmediğiniz bir güçle hareket edecektir.”
Katz ayrıca Gazze sakinlerine “Bundan sonra olacaklar çok daha zor olacak ve tüm bedeli siz ödeyeceksiniz,” dedi.
Çok sayıda Filistinli son iki ay içinde yıkılan evlerine ve mahallelerine geri dönmüştü ve şimdi zorla yerlerinden ediliyorlar.
İsrail ordusu Gazze’nin kuzey ve doğusundaki 150.000 kişi için tahliye emri çıkararak bu bölgelerin yakında karadan işgal edilebileceği ihtimalini arttırdı.
Financial Times’a konuşan 28 yaşındaki İngilizce öğretmeni Farida al-Ghoul, ailesiyle birlikte kuzeydeki Cebaliye kasabasından kaçmak zorunda kaldığını söyledi. “Yanımıza sadece biraz kıyafet ve konserve yiyecek alabildik ama su alamadık çünkü bizi götürecek bir eşek arabası bile yok ve çocukları da taşımamız gerekebilir. ... Bizler sadece sayılardan ibaret değiliz, ailelerimiz ve hayallerimiz var.”
Salı günü yaşanan katliama tepki gösteren BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Başkanı Catherine Russell yaptığı açıklamada Salı gününün Gazze’de çocuklar için son 12 ayın en ölümcül günü olduğunu söyledi: “Bugünkü saldırıların ardından Gazze Şeridi’nden gelen raporlar ve görüntüler dehşetin ötesindedir. Aralarında 130’dan fazla çocuğun da bulunduğu yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor; bu rakam son bir yıl içinde bir günde ölen çocuk sayısının en yüksek olduğu günü temsil ediyor.”
Birleşmiş Milletler, Çarşamba günü Gazze’deki misafirhanelerinden birine düzenlenen saldırıda bir çalışanının öldüğünü ve beş kişinin de yaralandığını açıkladı. BM Proje Hizmetleri Ofisi Başkanı Jorge Moreira da Silva, “İsrail buranın bir BM binası olduğunu, insanların orada yaşadığını, kaldığını ve çalıştığını biliyordu,” dedi. Katliamla birlikte 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de öldürülen BM personeli sayısı 280’e yükseldi. Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı öldürülen BM personelinin Bulgar olduğunu doğruladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yaptığı açıklamada “BM personeline yönelik tüm saldırıları şiddetle kınadığını ve tam bir soruşturma çağrısında bulunduğunu” söyledi. Guterres sözlerini şöyle sürdürdü: “BM’ye ait tüm tesislerin yerleri çatışmanın taraflarınca bilinmektedir ve onlar da uluslararası hukuk uyarınca bu tesisleri korumak ve mutlak dokunulmazlıklarını muhafaza etmekle yükümlüdürler.”
Gazze’deki Hükümet Medya Ofisi, BM tesisinin İsrail tarafından hedef alınmasını kınadı. Yapılan açıklamada, “Bu suç, Filistin halkına yardım etme görevlerini yerine getirmelerini engellemek amacıyla BM ve insani yardım kuruluşlarını hedef alan kasıtlı bir politikanın parçasıdır,” denildi.
Bombardımanın yanı sıra İsrail güçleri Gazze’yi kuzey ve güney olarak ikiye ayırmak ve Filistinlilerin serbestçe hareket etmesini engellemek için kullandığı Netzarim Koridorunu işgal etmek üzere Gazze’ye girdi.
İsrail ordusu yaptığı açıklamada, kuvvetlerinin “güvenlik alanını genişletmek ve Şerid’in kuzeyi ile güneyi arasında kısmi bir tampon oluşturmak amacıyla Gazze Şeridi’nin merkezinde ve güneyinde odaklı bir kara operasyonuna başladığını” duyurdu.
Katliamlar ve kara operasyonları, İsrail’in Gazze’ye yönelik iki haftayı aşkın süredir devam eden gıda, su, enerji ve tıbbi malzeme ablukasının gölgesinde gerçekleşiyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada sağlık sisteminin tamamen çökmekle karşı karşıya olduğunu belirtti: “Gazze Şeridi’nde hastaneler, sürekli bir yaralı ve hasta akını nedeniyle iki katı kapasiteyle çalışmaktadır. Sağlık sistemi ciddi bir ilaç, tıbbi malzeme ile ekipman ve jeneratörleri çalıştırmak için gereken yakıt sıkıntısı çekiyor.”
Açıklama şöyle devam ediyor: “Sağlık tesislerinin doğrudan hedef alınması hastanelerin ve tıp merkezlerinin yüzde 80’inden fazlasının hizmet dışı kalmasına neden olurken, geriye kalan az sayıdaki tesis de aşırı kalabalıktan, ciddi tıbbi personel eksikliğinden ve anestezi ve temel malzeme eksikliği nedeniyle acil ameliyatların yapılamamasından muzdarip.”
Gazze Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams, El Cezire’ye yaptığı açıklamada, İsrail’in tıbbi malzeme ablukası nedeniyle “Gazze Şeridi’nde ciddi bir şekilde yaralanan herkesin kaynak yetersizliği nedeniyle ölmeye mahkûm” olduğunu söyledi. İsrail’in Gazze’nin ana su arıtma tesisinin elektriğini kesmesinin “böbrek hastaları için özel bir tehlike” oluşturduğunu da sözlerine ekleyen el-Hams, İsrail’i “tıbbi hizmetleri tamamen durdurmaya” çalışarak bir “intikam eylemi” gerçekleştirmekle suçladı.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu tarafından hazırlanan bir rapor, Gazze’deki su arzının yüzde 65 oranında azaldığını ve ortalama bir insana günde sadece 3,5 litre su düştüğünü, bunun da Dünya Sağlık Örgütü’nün acil durumlar için belirlediği asgari insani standardın yaklaşık dörtte biri olduğunu ortaya koydu.
Gazze’ye yönelik saldırıya, İsrail güçlerinin tutuklamalar gerçekleştirdiği ve 80’den fazla aileyi Ein Beit el-Ma mülteci kampını terk etmeye zorladığı Batı Şeria’daki diğer İsrail askeri operasyonları eşlik etti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yaptığı açıklamada, İsrail’in Batı Şeria’ya yönelik saldırılarını genişletme ihtimalini gündeme getirerek, “Gazze Şeridi’nde Hamas’a karşı şiddetli bir savaş yürütürken, burada [işgal altındaki Batı Şeria’da] daha büyük ve daha güçlü bir cephenin ortaya çıkma ihtimalinin farkındayız,” dedi.
Wall Street Journal Çarşamba günü yayımladığı “Hamas İçin Özgür Gazze Ateşkesi Artık Yok” başlıklı başyazısında Gazze’deki yeni katliamları memnuniyetle karşıladı. Trump yönetiminin İran’ı hedef alma planlarını öven gazete, “savaşta ilk kez İran’ın ABD’nin koruması değil baskısı altında olduğunu” ilan etti.
ABD, hafta sonu onlarca kişinin ölümüne yol açan saldırıların ardından Çarşamba günü Yemen genelinde saldırılar düzenledi.
ABD Başkanı Donald Trump yaptığı açıklamada Yemen’deki Husi hareketini “imha etmekle” tehdit etti ve İran’a gözdağı verdi. Trump, İran yanlısı Husi isyancıları hakkında şunları yazdı: “Nasıl giderek daha kötüye gideceğini izleyin. Bu hiçbir şekilde adil bir savaş değil ve asla da olmayacak. Tamamen imha edilecekler!” Trump ayrıca “İran bu malzemelerin gönderilmesini DERHAL durdurmalıdır,” diye de ekledi.
Öte yandan, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü, Jerusalem Post’a yaptığı açıklamada, Trump’ın İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’e bir mektup göndererek İran’a nükleer programını durdurması için iki aylık bir süre tanıdığını, bunun olmaması halinde ise “anlaşmazlığı çözmenin başka yollarının olacağını” söylediğini belirtti. Bu, İran’a doğrudan saldırı tehdidinden başka bir şey değildi.