Suriye’de Beşar Esad rejimini deviren İslamcı Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammad El Colani (Ahmed el-Şara) 29 Ocak’ta düzenlenen bir konferansta kendisini ülkenin geçici devlet başkanı ilan ettikten sonra müttefiki rejimleri ziyaret etmeye başladı.
Colani, 2 Şubat’ta ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan’a gerçekleştirerek Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile; 4 Şubat’ta ise Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ile görüştü.
Görüşmenin ardından Erdoğan, Suriye’de “güvenlik ve ekonomik istikrarın tesisine yönelik atılabilecek müşterek adımları” ele aldıklarını söyledi ve “Hemen her konuda tam bir fikir birliğinde olduğumuzu memnuniyetle gördüm,” diye ekledi. Colani ise konuşmasında Türkiye ile ilişkilerini “derin bir stratejik işbirliğine” dönüştürmeyi istediklerini belirtti.
Azınlıklara yönelik yargısız infazların devam ettiği sırada, 2011’den Aralık 2024’e kadar devam eden rejim değişikliği savaşının destekçisi olan emperyalist ve bölgesel güçler, yeni rejimin El Kaide geçmişini arkada bıraktığı izlenimi vererek uluslararası meşruiyet kazanmasına yardımcı oluyor ve ülke üzerinde nüfuz kazanmaya çabalıyorlar.
Colani geçtiğimiz Pazartesi günü The Economist’te yayımlanan röportajında Trump yönetimi ile doğrudan görüşerek ABD’nin ülkedeki askeri varlığı konusunda anlaşma yapma ve ülkedeki işgalini genişleten İsrail ile ilişkileri normalleştirme isteğini dile getirdi.
ABD’nin Suriye’ye halen uyguladığı yaptırımları ülke için “en ciddi risk” olarak nitelendiren Colani, “Başkan Trump’ın bölgede barış istediğine ve yaptırımların kaldırılmasının en önemli öncelik olduğuna inanıyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye halkının acı çekmeye devam etmesinde herhangi bir çıkarı yoktur,” dedi. Ayrıca ABD askerlerinin hükümetin onayı olmadan Suriye’de bulunduğunu belirterek, böyle bir varlık için hükümetle mutabık kalınması gerektiğini sözlerine ekledi.
ABD basınında çıkan haberlere göre, Savunma Bakanlığı tüm ABD askerlerini Suriye’den çekmek için planlar geliştiriyor. Salı günü NBC News’e konuşan iki bakanlık yetkilisi, “Başkan Donald Trump ve ona yakın yetkililer kısa süre önce ABD askerlerini Suriye’den çekmek istediklerini ifade ettiler. Bunun üzerine Pentagon yetkilileri 30, 60 ya da 90 gün içinde tamamen çekilme planlarını hazırlamaya başladılar,” diye belirtti.
Daha önce kendisine Suriye’deki askerlerin geri çekilmesi olasılığı sorulan Trump, “Bir karar vereceğiz. Suriye kendi derdinde. Orada zaten yeterince karışıklık var. Bizim oraya karışmamıza gerek yok,” cevabını vermişti.
Colani’nin röportajında ABD başkanını övmesinden birkaç gün sonra Trump, ABD’nin İsrail ile birlikte Ortadoğu’da hakimiyetini sağlama ve İran, Rusya ve Çin’in etkisini baltama amaçlarının bir parçası olarak Gazze’de etnik temizlik ve ilhak planını duyurdu. Trump’tan “dostum” diye söz eden Erdoğan ise bu yazı yazılırken bu plana dair henüz bir açıklama yapmamıştı.
ABD Suriye’de IŞİD ile mücadele bahanesiyle yaklaşık 2.000 asker bulunduruyor. Bu birlikler Kürt güçlerinin (Halk Savunma Birlikleri - YPG) önderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrol ettiği bölgelerde konuşlu. Kürt güçler ülkenin topraklarının üçte birini, petrol kaynaklarının ve tarım ambarlarının ise önemli bir kısmını kontrol ediyor.
SDG, IŞİD’li tutukluların ve ailelerinin kaldığı hapishaneleri kontrol ediyor ve ABD askerlerinin geri çekilmesinin IŞİD’i yeniden canlandıracağını iddia ediyor. Hapishanelerde 50 binden fazla kişinin tutulduğu tahmin ediliyor.
Türkiye YPG’yi 40 yıldır bastırmaya çalıştığı Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile aynı örgüt olarak görüyor ve Kürt güçlerin resmi bir statü elde etmesine şiddetle karşı çıkıyor. İsrail ise Kürt güçlerini “doğal müttefiki” ilan etmiş durumda.
Colani, Ankara’ya gelmeden önce verdiği röportajda “Türkiye orada [SDG’ye karşı] tam teşekküllü bir savaş başlatmaya hazırlanıyordu, ancak müzakerelere alan açmak için onlardan beklemelerini istedik,” dedi.
Diğer yandan Colani, The Economist’e verdiği röportajda Kürtler dışında tüm Suriye milislerinin yeni Suriye ordusuna katılma konusunda anlaştığını iddia etti. “Devlet kontrolü dışında silah bulunduran herkes” için belirli “önlemler” alınacağını söyledi. Kürtlerle müzakereler konusunda “O kadar iyimser değilim” ifadesini kullanan Colani, Türkiye’ye yönelik olarak “Suriye’nin PKK için bir üs olmayacağını taahhüt ettik” açıklamasında bulundu.
Kürt güçler müzakerelerde SDG’nin Suriye ordusuna katılmasını kabul ederken ordu içinde ayrı bir güç olarak varlığının tanınmasını talep ediyorlar. De facto Kuzey ve Doğu Suriye (Rojova) Demokratik Özerk Yönetimi, Facebook’tan yaptığı açıklamada, Colani’nin kendisini devlet başkanı ilan ettiği konferansı meşru görmediğini duyurdu.
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ise Associated Press’e yaptığı açıklamada “Biz orada değildik. Yorum yapmayacağız. Konu bizimle görüşülmedi,” dedi ve Suriye savunma bakanlığının ve “savunma stratejisi”nin parçası olmak istediklerini ekledi.
Ankara, HTŞ’nin SDG ile müzakerelerinin başarısız olması halinde Kürt güçleri ezmek üzere Suriye’yi istila edeceğini ilan etmiş durumda. Halihazırdaki ABD varlığı ve İsrail’in SDG’yi müttefiki ilan ettiği göz önünde bulundurulduğunda, bu tür bir askerî harekât Ankara’yı Washington ve Tel Aviv ile karşı karşıya getirebilir.
İsrail, Esad rejiminin devrilmesinin ardından düzenlediği hava saldırılarıyla Suriye’nin askeri altyapısının büyük kısmını çökertti ve Suriye topraklarındaki işgalini başkentin yaklaşık 20 kilometre kadar yakınına kadar genişletti.
6 Ocak’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Israel Katz ve Maliye Bakanı Bezalel Smotriç’e sunulan Nagel Komisyonu raporunda, “Türkiye’nin Şam’da en etkili güç haline geldiği ve İran’ın Şii ekseninin yerini Sünni-Türk ekseninin aldığı” belirtiliyordu.
Bu arada yeni Suriye Devlet Başkanlığı Çarşamba günü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Suriye’deki geçiş sürecine tam desteğini” dile getirdiğini ve Colani’yi Paris’e davet ettiğini bildirdi. Macron geçen ay ayrıca Suriye’de “terörle savaş”ta Batı’nın müttefiki olan “Kürtler gibi özgürlük savaşçılarını” terk etmeyeceklerini söylemişti.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot da Çarşamba günü Ulusal Meclis’te yaptığı konuşmada Kürtleri “temel müttefikimiz ve silah arkadaşlarımız” diye tanımlarken, “Onları asla terk etmeyeceğiz,” diye ekledi. Barrot 13 Şubat’ta Paris’te düzenlenecek ve Suriye’nin geleceğinin masaya yatırılacağı konferansa Kürtlerin de taraf olarak katılacağını duyurdu.