ABD kim oluyor da Venezuela’ya “demokrasi” vaaz ediyor?
ABD ve İsrail'deki vekilleri Ortadoğu'yu ateşe verirken, Biden-Harris yönetimi Pazar günkü seçimleri Venezuela'da bir darbe kışkırtmak için kullanıyor.
ABD ve İsrail'deki vekilleri Ortadoğu'yu ateşe verirken, Biden-Harris yönetimi Pazar günkü seçimleri Venezuela'da bir darbe kışkırtmak için kullanıyor.
Trump’ın darbe planının sonucu ne olursa olsun ve Beyaz Saray’da kim oturursa otursun, ABD ve dünya kapitalizminin çözümsüz krizinden kaynaklanan savaş ve diktatörlük yönelimi, tırmanmaya devam edecektir.
Venezuela kıyılarındaki kirli olaylar, ABD emperyalizminin, Latin Amerika’da askeri saldırganlık, yarı sömürgeci sömürü ve polis devleti baskısı tarihini hatırlatmaktadır.
ABD kuklası sağcı politikacı Juan Guaidó, Çarşamba günü, onunla hemfikir olan ABD destekli siyasi gericilerden oluşan yeni bir “Hükümet Merkezi” kurduğunu duyurdu.
ABD, Irak’ın dört katı büyüklükte ve onun nüfusunun iki katını aşkın bir nüfusa sahip olan İran ile topyekün bir savaşa hiç bu kadar yakın olmamıştı.
Maduro ve onun temsil ettiği yozlaşmış kapitalist unsurlar ile hesaplaşmak, ABD’nin ordu-istihbarat aygıtının ve sağcı kuklalarının değil, Venezuela işçi sınıfının görevidir.
Guaidó’nun, üniformalı bir düzine silahlı adamın önünde göründüğü ve bir askeri ayaklanma çağrısı yaptığı videosu, büyük medya organları tarafından gizlenmeyen bir sevinçle karşılandı.
Kendini “geçici devlet başkanı” ilan eden Juan Guaidó, aralarında ABD, Almanya, Fransa, Kanada, Brezilya ve başka birkaç ülkenin büyükelçisinin bulunduğu bir Batılı diplomatlar topluluğu eşliğinde Venezuela’ya geri döndü.
Kendini “geçici devlet başkanı” ilan eden Juan Guaidó, aralarında ABD, Almanya, Fransa, Kanada, Brezilya ve başka birkaç ülkenin büyükelçisinin bulunduğu bir Batılı diplomatlar topluluğu eşliğinde Venezuela’ya geri döndü.
ABD’nin bu hafta sonunda Venezuela’ya modern Truva atı işlevi gören açık kasa kamyonlarla “insani yardım” göndermesi, önceden hazırlanmış bir provokasyondu.
ABD’deki, Avrupa’daki ve Kanada’daki işçiler, Venezuela’daki bu gerici ve yağmacı emperyalist müdahaleye karşı çıkmalı ve mücadelelerini, ortak düşman olan dünya kapitalist sistemine karşı, Venezuela ve Latin Amerika işçilerinin mücadeleleri ile birleştirmeliler.
Trump yönetiminin saldırgan politikasını onaylayan Avrupa Parlamentosu, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’yu devirmek için ABD’nin öncülük ettiği apaçık darbeyi destekleyen bir kararı kabul etti.
Bir hükümet darbesi yoluyla Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu devirme peşinde koşan ABD, Venezuela’daki rejim değişikliği operasyonunu durmadan tırmandırıyor.
Guaidó, servetlerini ve güçlerini defalarca ABD destekli diktatörlüklerin yardımıyla savunmuş ve on binlerce insanı katletmekten çekinmemiş olan Latin Amerika seçkinlerinin geleneğini temsil etmektedir.
ABD’nin Juan Guaidó’yu Venezuela’nın kendinden menkul ve seçilmemiş “geçici devlet başkanı” olarak tanıması, Washington’da tezgahlanmış sağcı bir darbenin başlamasına işaret etmektedir.
Maduro’nun büyük farkla zafer kazanmasına rağmen, seçimler, Venezuelalı işçilerin, siyasi sisteme yönelik kitlesel hoşnutsuzluğuna sahne oldu ki bu rekor düzeydeki düşük katılıma yansıdı.
Maduro’nun büyük farkla zafer kazanmasına rağmen, seçimler, Venezuelalı işçilerin, siyasi sisteme yönelik kitlesel hoşnutsuzluğuna sahne oldu ki bu rekor düzeydeki düşük katılıma yansıdı.
Pazar günü, silahlı kuvvetlerin, sağcı muhalefet ve yabancı hükümetler ile bağlantılı “teröristler” ve “paralı askerler” tarafından girişilen bir darbenin ezilmiş olduğu iddia edildi.
Latin Amerika’ya egemen olan sürekli yoksulluk ve eşitsizlik, buradaki işçi sınıfının küçük-burjuva radikalizminin çeşitli akımları tarafından siyasi olarak silahsızlandırılması ile sıkı sıkıya bağlantılıdır.
Venezuela egemen sınıfının iki ana hizbi, Pazar günkü kurucu meclis seçimlerine hazırlık olarak, paralel hükümet altyapıları kurma mücadelesi veriyor.