Salı günü Washington’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak bir toplantı düzenleyen ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi’nin tamamen etnik temizlikten geçirilmesi, tüm binaların yerle bir edilmesi ve bölgenin ABD tarafından ilhak edilmesi çağrısında bulundu.
Trump, Gazze Şeridi’nin “orada sefil bir yaşam süren aynı insanlar tarafından yeniden inşa ve işgal sürecinden geçmemesi gerektiğini” söyledi. Trump “diğer ülkelere” “Gazze’de yaşayan 1,8 milyon Filistinlinin yerleşeceği çeşitli alanlar inşa etmeleri” çağrısında bulunarak “bu çok sayıda alan olabileceği gibi tek bir büyük alan da olabilir,” diye ekledi.
Trump sözlerine şöyle devam etti: “ABD Gazze Şeridi’ni devralacak ve biz de orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız.” Trump ABD’nin Gazze’yi “düzlüğe çıkaracağını” ve “sınırsız sayıda istihdam sağlayacak bir ekonomik kalkınma yaratacağını” söyledi.
ABD’nin Gazze’yi işgal etmek için asker gönderip göndermeyeceği sorusuna Trump, “Gerekirse bunu yaparız. Orayı devralacağız ve geliştireceğiz, binlerce ve binlerce istihdam yaratacağız.”
Dünya Sosyalist Web Sitesi, Gazze soykırımıyla ilgili yayınları boyunca Amerikan emperyalizminin “Filistin sorununun nihai çözümü” peşinde olduğunu açıkladı. Şimdi, Amerikan emperyalizminin sınır tanımayan temsilcisi Trump, bu “nihai çözüm”ün tam olarak ne olacağını dile getiriyor.
Trump’ın önerisi Filistin halkı için bir ölüm çanı olacaktır. Trump’ın istediği olursa, Gazze halkı çöllerde ve çorak arazilerde toplama kamplarına dağıtılacak, Levant kıyılarındaki anayurtları ise Trump ve Netanyahu’nun yandaşları tarafından tatil köylerine ve kumarhanelere dönüştürülecektir.
Trump’ın konuşması, Amerikan emperyalizminin Nazi rejiminin çöküşünden bu yana görülmemiş bir barbarlık ve canilik düzeyine alçalışına işaret etmektedir.
Bir düzineden fazla Nazi liderinin, harabeye dönmüş Nürnberg kentinde, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve toplu katliamlar nedeniyle idam edilmesinden seksen yıl sonra, Holokost yöntemleri uygulanmakla kalmıyor, aynı zamanda dünyanın en güçlü emperyalist devletinin başkanı tarafından açıkça övülüyor.
Trump kan donduran kararlarını alırken gözle görülür bir sevinçle konuşuyordu. Sanki Filistinli kadın ve çocukların gömülmemiş cesetlerinin üzerine kurulmuş geniş golf sahaları ve ışıltılı kumarhaneler görüyormuş gibi, “Ortadoğu’nun Rivierası”ndan bahsediyor ve yapılacak emlak anlaşmaları için ağzının suyu akıyordu.
Netanyahu Trump’ı överek şunları söyledi: “Yeni fikirlerle kalıpların dışında düşünme eğiliminiz tüm bu hedeflere ulaşmamıza yardımcı olacak. Bunu birçok kez yaptığınızı gördüm. Lafı dolandırmıyorsunuz.”
Netanyahu sözlerini bilinçli seçmiştir. Trump gerçekten de “lafı dolandırmadı.” Trump, Netanyahu hükümetinin gerçek politikasını açıkça ifade etti: 7 Ekim olaylarından yararlanarak Gazze Şeridi’ni yerle bir etmek, mümkün olduğunca çok sayıda Filistinliyi öldürmek ve bölgeyi yaşanmaz hale getirerek etnik temizlik için bahane yaratmak.
Biden yönetimi, Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı olduğunu iddia edip “iki devletli çözüm” çağrısında bulunurken, bu politikayı bilinçli ve kasıtlı olarak destekledi. İsrail’e, tüm apartman bloklarını yerle bir eden en az 10.000 adet 900 kiloluk bomba da dahil olmak üzere, şehir yıkıcı silahlardan oluşan geniş bir cephanelik sağladı.
Trump’ın Gazze’nin nüfusu için defalarca 1,8 milyon rakamını kullanması önemlidir. Bu rakam başka hiçbir resmi yayında yer almamıştır. Gazze’nin savaş öncesi nüfusu 2,2 milyondu. Trump şimdi Gazze’nin nüfusunu resmi olarak 1,8 milyon olarak veriyorsa, bu, yönetimin İsrail soykırımında ölenlerin sayısını yüz binler şeklinde hesapladığı gerçeğini yansıtmaktadır.
Trump, Gazze’nin etnik olarak temizlenmesi çağrısını haklı çıkarmak için edilgen ve geçmiş zaman kipinde konuşarak “şehirlerin yıkıldığını” ilan etti. Oysa Trump, bilinçli bir politika olarak binaları yıkan ve bunu da önceki başkan tarafından kendisine verilen bombaları kullanarak yapan adamın yanında duruyordu.
Trump’ın açıklamaları aslında Netanyahu’nun ne yapmaya çalıştığını çok iyi bilen ve bunu kasıtlı ve bilinçli olarak silahlandıran, finanse eden ve savunan Biden yönetiminin gerçek politikasının ifşasıydı.
Gerçekten de Trump, soykırımı, bir “ekonomik kalkınma faaliyeti” olarak, göreve başlarken dile getirdiği bir tür “açık kader” olarak görüyor. Ancak Trump için, daha önceki Amerikan emperyalistlerinden farklı olarak, Amerikan emperyalizminin “açık kaderi” Atlantik ve Pasifik okyanuslarında, hatta Amerika kıtasında durmuyor. Amerikan emperyalizmi küresel egemenliği hedefleyerek savaş yolunda ilerliyor. Emperyalist savaşın bu kanlı patlamasında Filistinliler kurban edilecek.
Trump’ın açıklamaları geniş kapsamlı bir öneme sahiptir. Amerika’nın denizaşırı imparatorluk tarihi boyunca, ABD kendisini her zaman “özgürlük”, “demokrasi” ve özyönetim yayan güç olarak sunmuş, rakiplerini ikiyüzlü bir şekilde emperyalistler ve sömürgeciler olarak kınamıştır.
Trump bu retoriği tamamen terk etmiştir. Onun dünya vizyonu, Amerikan emperyalizminin muazzam askeri cephaneliğiyle istediğini aldığı ve yoluna çıkan herkesi, milyonlarcasını bile öldürdüğü orman kanunlarına dayanmaktadır.
Trump’ın dünyayı fethetmeye yönelik çılgın planı, Gazze soykırımının asıl mimarları olan Demokratlar tarafından desteklenmektedir. Senatör John Fetterman Trump’ın sözlerini etkili bir şekilde sahiplenerek “Bu bir diyalogun parçası ve biz de bu noktadayız,” dedi.
Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer ve Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakim Jeffries’in yanı sıra Biden ve Harris dahil tüm Demokrat liderler Salı gecesi Trump’ın yorumları karşısında sessiz kaldı.