Sosyalist Emekçiler Partisi’ne yönelik kumpasa karşı imza kampanyası

Sosyalist Emekçiler Partisi, 13 Aralık’ta genel başkanları dahil 19 kişinin gözaltına alındığı kumpas operasyonuna karşı bir imza kampanyası başlattı.

Gözaltına alınanlar uydurma bir “Troçkistler 4.Sol İnşa (Bolşevik-Troçki)” adlı “terör örgütü” üyeliği ile suçlandılar. Gözaltına alınanların üçü ev hapsine alınırken diğerleri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Sosyalist Emekçiler Partisi'nin Ankara'daki basın açıklaması. SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş ortada, 18 Aralık 2024, Çarşamba. [Photo: @SEPmedya/X]

Dava dosyalarına göre parti üyeleri dört yıldır fiziki olarak takip ediliyordu; parti üyelerinin telefon görüşmeleri, sosyal medya hesapları ve mali kayıtları incelenmişti. “Grev ziyareti, kadın faaliyetleri, yaz kampı, söyleşi” gibi yasal parti faaliyetleri suç delili olarak gösterildi.

Dünya Sosyalist Web Sitesi ve Sosyalist Eşitlik Grubu, Sosyalist Emekçiler Partisi ile siyasi farklılıkları ne olursa olsun, bu düzmece polis operasyonuna karşı çıkmakta ve imza kampanyasını desteklemektedir. Uydurma iddialara dayanan dava geri çekilmeli ve ev hapsine alınanlar serbest bırakılmalıdır. Bu, tüm siyasi mahpusların serbest bırakılması talebinin bir parçası olmalıdır.

Dünya Sosyalist Web Sitesi Uluslararası Yayın Kurulu Başkanı David North, X/Twitter’dan yaptığı açıklamayla WSWS’nin Türkiye’deki devlet baskısına ve başlatılan imza kampanyasına yönelik ilkeli tavrını şöyle ifade etti:

Türkiye’deki Sosyalist Emekçiler Partisi, Erdoğan hükümeti tarafından demokratik haklarına yönelik bir saldırıya maruz kaldı. Dünya Sosyalist Web Sitesi, bu örgütle siyasi farklılıkları ne olursa olsun, tüm okurlarını Sosyalist Emekçiler Partisi’nin dilekçesini imzalamaya ve üyelerine yönelik zulmün derhal sona erdirilmesini talep etmeye çağırmaktadır.

Loading Tweet ...
Tweet not loading? See it directly on Twitter

Polis yasal bir sol partiyi “terör” ile ilişkilendirmeye çalışırken, Türkiye’de ve müttefiki NATO ülkelerinde siyaset ve medya kurumu Suriye’de iktidarı ele geçiren ve gerçek bir terör örgütü olan Heyet Tahrir el-Şam’a (HTŞ) itibar kazandırmaya çalışıyor ve onunla diplomatik ilişkiler kuruluyor.

Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin artan baskısına dikkat çeken dilekçe, Sosyalist Emekçiler Partisi’ne yönelik “-hayali terör örgütü- suçlamalı operasyon ve dava süreci, yalnızca bu partiye yapılan bir saldırı olmanın ötesinde, tüm demokratik haklara ve özgürlüklere yönelik ciddi bir tehdittir,” diye belirtiyor.

Dilekçede de belirtildiği gibi, varlığı NATO destekli 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesine dayandırılan bu hayali terör örgütünün ismi ya da varlığı -polis dışında- hiç kimse tarafından bilinmemektedir. Bu kumpasın doğurduğu tehlike, dilekçede şöyle ifade ediliyor: “Kolluk pekala canının istediği şekilde yeni hayali terör örgütleri uydurabilir ve demokratik muhalefetin diğer aktörlerine de aynı kumpasları kurabilir.”

Açıklamanın devamında “Hukuksuzluk, yalan ve manipülasyonlarla yola çıkarak, yasal siyasi bir partinin kriminalize edilmesi sadece o partiye yapılmış bir saldırı değil; aynı zamanda tüm toplumun demokratik haklarına yapılmış bir saldırıdır,” diye belirtiliyor ve “Sendikacılara, Gazetecilere, Siyasal Partilere, Demokratik Kitle Örgütlerine, Hukukçulara ve Muhalefet Partilerinin Yönetimindeki Belediyelere Yönelik Saldırılar Son Bulsun!” talebi yükseltiliyor.

Sosyalist Emekçiler Partisi’ne yönelik kumpas operasyonu, tırmanmakta olan polis devleti baskısının bir parçasıdır.

Kasım ayı sonunda aralarında sendikacılar, gazeteciler ve avukatların da bulunduğu 200’den fazla kişi gözaltına alındı. Aynı günlerde aralarında bağımsız Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Fatma Alökmen ile iki işçinin bulunduğu 5 kişi yine düzmece iddialarla tutuklandı.

31 Mart’taki yerel seçimlerden sonra birçok seçilmiş belediye başkanı görevden alınan ve yerlerine kayyım atanan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) son bir yılda 3.128 üyelerinin gözaltına alındığını ve bunlardan 409’unun tutuklandığını duyurdu.

Hükümet, 1 Mayıs’ı İstanbul’un Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen onlarca kişiyi aylarca hapiste tutarken, Gazze’deki soykırımın ortasında Türkiye’nin İsrail’e devam eden ticaretini ve petrol sevkiyatını protesto eden çok sayıda Filistin yanlısı gösterici gözaltına alındı veya tutuklandı.

Bu baskı dalgası, Ortadoğu’da savaşın derinleştiği ve sınıf mücadelesinin keskinleştiği koşullarda Erdoğan’ın “iç cepheyi kuvvetlendirme” çağrısı yapmasının ardından geldi. Sosyalist Emekçiler Partisi’ne operasyon yapıldığı gün Erdoğan metal işçilerinin grevini “milli güvenlik tehdidi” bahanesiyle fiilen yasaklamaya çalıştı. Birkaç gün sonra ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Şam’ı ziyaret ederek HTŞ lideri Colani ile kucaklaştı.

Sosyalist Eşitlik Grubu da imza kampanyası üzerine bir açıklama yaparak şunları belirtti:

Sosyalist Emekçiler Partisi’ne yönelik kumpas operasyonuna karşı imza kampanyasına desteğimizi ifade ediyor ve temel demokratik hakları savunan herkesi bu tür operasyonlara karşı çıkmaya ve tüm siyasi mahpusların serbest bırakılmasını talep etmeye çağırıyoruz.

Bu mücadele, tüm kapitalist düzen partilerinden bağımsız bir şekilde, uluslararası sosyalist bir program temelinde, işçi sınıfına seslenmeli ve ona dayanmalıdır.

Loading Tweet ...
Tweet not loading? See it directly on Twitter

Açıklamada ayrıca ülke dışında tırmanan savaşın ülke içinde sınıf savaşı ve demokratik hakların ortadan kaldırılması anlamına geldiğine dikkat çekilerek bunun tüm dünyada egemen sınıfların ortak gündemi olduğu ifade edildi.

SEG, bunun özellikle demokratik olduğunu iddia eden NATO üyesi ve müttefiki rejimlerin gerici karakterini teşhir ettiğini vurgulayarak, Bolşevik-Leninistlerin Genç Muhafızları’nın (YGBL) kurucusu ve lideri olan Ukraynalı sosyalist Bogdan Syrotiuk’un 25 Nisan’dan beri tutuklu olduğuna dikkat çekti:

25 Nisan'dan bu yana düzmece iddialarla tutuklu bulunan Ukraynalı Troçkist Bogdan Syrotiuk'un durumu bunun en çarpıcı örneğidir. Hem NATO'ya ve Ukrayna rejimine hem de Rusya'daki Putin rejimine karşı çıkan ve Ukraynalı, Rus ve uluslararası işçi sınıfının savaşa karşı sosyalist birliğini savunan Bogdan yoldaş, Dünya Sosyalist Web Sitesi'ne yazı yazdığı için 'vatana ihanet' suçlamasıyla hapsediliyor.

Bu vesileyle, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin ve Dünya Sosyalist Web Sitesi'nin Bogdan'a özgürlük için başlattığı küresel kampanyaya bir kez daha dikkat çekiyor ve herkesi http://wsws.org/freebogdan adresinden kampanyaya katılmaya çağırıyoruz.

Loading