Perspektif

New York Times, İsrail’in her bir “savaşçı” için 20 sivilin öldürülmesine izin veren imha emrini ortaya çıkardı

New York Times (NYT) gazetesi, Perşembe günü, Hamas destekçisi olduğu varsayılan tek bir kişiye yönelik her saldırıda 20 sivilin öldürülmesine izin veren İsrail ordusuna ait resmi belgelerin varlığını ortaya koyan ayrıntılı bir haber yayımladı. Bu oran bazı durumlarda bire 100’e ulaşıyordu.

Filistinliler, Gazze Şehri'ndeki Şifa Hastanesi yakınlarında, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik hava ve kara saldırılarının yol açtığı yıkımın arasından yürüyorlar, 1 Nisan 2024 Pazartesi. [AP Photo/Mohammed Hajjar]

Haber, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşını bir imha savaşı olarak yürüttüğünü, sivil halkın hava bombardımanı yoluyla öldürülmesinin İsrail işgaline karşı silahlananların katledilmesiyle eşdeğer bir hedef olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

NYT, 7 Ekim saldırısının başlamasından birkaç saat sonra, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Gazze’nin sivil bölgelerinin fiilen sınırsız bombardıman edilmesine izin veren benzeri görülmemiş bir emir yayımladığını bildirdi.

Gazete, “Emirde, her saldırıda subayların 20 sivili öldürmeyi göze alma yetkisine sahip olduğu belirtiliyordu,” diye yazıyor.

Emir, IDF’ye Hamas’la belli belirsiz ilişkisi olan kişileri evlerinde aileleriyle birlikteyken hedef alma yetkisi vererek, tüm hanehalkarının sistematik ve kasıtlı olarak katledilmesi için gerekli koşulları yaratıyordu. “Bu, örneğin, ordunun, rütbeli militanları evlerinde akrabaları ve komşularıyla birlikteyken hedef alabileceği anlamına geliyordu.”

NYT, “üst düzey komutanların, her birinin 100’den fazla sivilin hayatını tehlikeye atacağını bildikleri halde Hamas liderlerine yönelik saldırıları onayladığını ve bunun çağdaş bir Batı ordusu için olağanüstü bir eşiği aştığını” da ekliyor.

NYT’nin haberinde açıkça ortaya çıkan şey, Hamas sempatizanı olduğundan şüphelenilen kişileri hedef alan “önleyici saldırılar”da kullanılan “sistem” ve “angajman kuralları”nın, Gazze’nin kuvvetli patlayıcılarla bombalanması için bir kılıftan başka bir şey olmadığıdır. Amaç mümkün olduğunca çok sayıda insanı öldürmek ve Gazze’nin mümkün olduğunca büyük bir bölümünü yok etmektir.

Bu katliamın amacı, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “yeni Ortadoğu” olarak adlandırdığı bölgenin bir parçası olarak, emperyalist güçlerin İsrail denilen vasal devletleri aracılığıyla doğrudan hegemonyası ve egemenliği altında, İsrail tarafından kalıcı olarak işgal ve ilhak edilip yerleşimci yerleştirilecek, etnik olarak temizlenmiş bir Gazze idi.

Bu kitlesel imha harekâtının bugün de devam ettiği gerçeği, Perşembe günü beş gazetecinin bir hava saldırısında öldürülmesiyle görüldü. Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de öldürülen toplam gazeteci sayısı 201’e ulaştı.

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in 7 Ekim’de başlayan Gazze saldırısında bugüne kadar 45.361 Filistinli öldürüldü. Ancak bu rakam, İsrail’in Gazze halkını kasıtlı olarak aç bırakması ya da sağlık sistemini yok etmesi nedeniyle ölen çok sayıda insanı hesaba katmıyor. The Lancet’in Temmuz ayında yayımladığı rapora göre toplam sayı o dönem 186.000 ya da daha fazla olabilirdi.

NYT’nin haberi, büyük ölçüde hasar kontrolü açısından, ABD hükümetinin imha emrinin varlığını yarı resmi olarak kabul etmesi anlamına geliyor. Hikâyenin büyük bir kısmı daha önce bağımsız bir İsrail-Filistin yayını olan +972 Magazine tarafından haberleştirilmişti ancak NYT’nin haberiyle, ilk kez büyük bir ABD medya kaynağı her savaşçı için 20 sivilin öldürülmesine izin veren belgeyi gördüğünü iddia etmiş oluyor.

İsrail saldırıları, genellikle yapay zekâ kullanan “Lavender” adlı bir sistem temelinde, herhangi bir uyarı yapılmadan ve bazı durumlarda insan gözetimi olmaksızın tüm apartman binalarını ve sakinlerini yıkım için hedef alarak gerçekleştirildi.

NYT’ye göre 7 Ekim’de yayımlanan emri 8 Ekim’de yayımlanan bir başka emir izledi: “Gazze’deki askeri hedeflere yönelik saldırıların ... kümülatif olarak her gün 500 sivili tehlikeye atmasına izin verildi.”

NYT, sıra dışı bir pasajda “NYT’nin danıştığı West Point’ten bir akademisyen, Profesör Michael N. Schmitt, bunun orta rütbeli subaylar tarafından ulaşmaları gereken bir kota olarak yorumlanma riski taşıdığını söyledi,” diye yazdı. Gazete, her şeye rağmen “kota”nın birkaç gün sonra kaldırıldığını ve Gazze’de birçok gün 500’den fazla ölümün rapor edildiğini yazdı.

Savaşın ilk iki gününde, NYT’nin daha önceki bir makalesinde belirttiği gibi, “İsrail’in Gazze’ye attığı mühimmatın yüzde 90’ı uydu güdümlü 900 ila 1800 kilogramlık bombalardı.”

ABD’li yetkililer defalarca İsrailli liderleri daha düşük verimli mühimmat kullanmaya teşvik ettiklerini belirttiler. Ancak Reuters’in Temmuz ayında yayımladığı bir habere göre, ABD’nin Ekim ve Temmuz ayları arasında İsrail’e diğer tüm mühimmat türlerinden daha fazla olmak üzere 14.000 adet 1800 kiloluk bomba göndermiş olması bu açıklamaları yalanlamaktadır.

[Photo: United Nations Human Rights Office]

Bu düzenin varlığı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi tarafından Kasım ayında yayımlanan ve Ekim ayından bu yana Gazze’de meydana gelen sivil ölümlerinin yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğu ve 18 yaş altı çocukların ölümlerin açık ara en büyük kısmını oluşturduğu sonucuna varan bir raporun bulgularını açıklamaya yardımcı olmaktadır.

Soykırım boyunca Biden yönetimi, İsrail’in zaman zaman silah kullanımında aşırıya kaçmasına rağmen Gazze halkını yok etme ya da zorla yerinden etme niyetinde olmadığı iddiasını desteklemeye çalışmıştır.

Ancak gerçek şu ki, New York Times’ın doğruladığı belgeler, yayımlanmalarından birkaç gün sonra ABD istihbarat kurumlarının eline geçmiş olmalıdır. ABD Başkanı Joe Biden, Ekim 2023’te İsrail’e yaptığı ve ABD hükümetinin soykırıma tam destek sözü verdiği ziyaret öncesinde bu belgeler hakkında bilgilendirilmiş olmalıdır.

[Photo: United Nations Human Rights Office]

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı, 21. yüzyılda ABD destekli bir savaşta emsali olmayan bir hızda imhaya işaret ederken, ABD “terörle savaş” ilanından bu yana İsrail tarafından kullanılan yöntemlerin çoğunu kullanarak Ortadoğu’da savaş yürütmektedir. 2013 yılında PLOS Medicine adlı tıp dergisinde yayımlanan bir araştırma, ABD’nin Irak’ı işgalinin 2003-2011 yılları arasında yarım milyon veya daha fazla insanın ölümüne yol açtığı ve bunların yüzde 70’inin şiddet içeren saldırılarda öldüğü sonucuna varmıştır.

ABD 2001 yılından bu yana Irak, Afganistan, Pakistan, Libya, Suriye, Yemen ve Somali de dahil olmak üzere dünya genelinde 100.000 hava saldırısı düzenlemiştir. Obama yönetimi sırasında, ABD’nin insansız hava araçlarıyla düzenlediği suikastlar, başkanın Orwellyen bir hedefler “eğilim matrisi”nden yasa dışı cinayet hedeflerini bizzat seçtiği “terör Salıları” toplantılarıyla şok edici bir düzenlilik kazanmıştı.

Bu savaşlarda ölenlerin sayısına ilişkin karşılaştırılabilir güncel bir çalışma yapılmamıştır ancak 2013’te Irak’a uygulanan yöntemlerin bu ülkelerde uygulanması halinde ölü sayısının milyonları bulması muhtemeldir.

ABD’nin son çeyrek yüzyılda yargısız infaz yöntemini sistematik olarak kullanması, Beyaz Saray’ın İsrail’i “itidal” göstermeye çağırdığı iddialarına cevap niteliğindedir.

Aksine İsrail, ABD tarafından sağlanan silah ve istihbaratı kullanarak, ABD’nin “terörle savaş” sırasında kullandığı yöntemleri mükemmelleştirmekte ve kurumsallaştırmaktadır. Ve İsrail’in işlediği suçlar, hem dünya çapında hem de ABD içinde, yoğun nüfuslu kentsel alanlarda yapılacak kitlesel katliamlara emsal teşkil edecektir.

Emperyalist güçlerin Gazze soykırımındaki suç ortaklığı, asalak kapitalist mali oligarşinin çıkarlarını savunmak için toplumsal barbarlığın en yüksek biçimi olan soykırımı sistematik olarak normalleştiren kapitalist sisteme yönelik bir iddianame olarak durmaktadır.

Loading