Avustralya ABD’nin Hint-Pasifik’te Çin’e karşı savaş planlarına öncülük ediyor

Aşağıdaki konuşma 4 Mayıs Cumartesi günü düzenlenen 2024 Uluslararası Çevrimiçi 1 Mayıs Toplantısı’nda Sosyalist Eşitlik Partisi (Avustralya) Ulusal Sekreteri Cheryl Crisp tarafından yapıldı.

Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ndeki yoldaşlarım gibi ben de Avustralya’daki Sosyalist Eşitlik Partisi’nden tüm dünyadaki dinleyicilere devrimci selamlarımızı gönderiyorum.

Bu 1 Mayıs toplantısının temel görevi olan emperyalist savaşa karşı mücadele, dünya yeni bir küresel çatışmaya II. Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana hiç olmadığı kadar yakınken daha da aciliyet kazanmaktadır.

III. Dünya Savaşı’nın ilk kurşunlarının sıkıldığı çok sayıda cephe ortaya çıkmaktadır. Ukrayna’da NATO ve ABD, nükleer silahlı Rusya’ya karşı savaşı sürdürme konusunda hiç tereddütsüz ilerlemektedir.

Ortadoğu’da İsrail’in Gazze’deki Filistin halkına karşı yürüttüğü imha savaşının barbarlığı şimdi asıl hedefi olan İran’a kadar uzanmaktadır. Lübnan, Irak, Ürdün ve Suriye de ABD emperyalizminin hedefindedir.

Bu pervasız ve kan dondurucu savaş programı genişledikçe, ABD ile Çin arasındaki açık çatışma hazırlıkları da korkutucu bir hız kazanmaktadır. Bunun bu bölgede Albanese liderliğindeki İşçi Partisi hükümeti tarafından yürütülüyor olması, Avustralya’da ve dünya çapında işçi sınıfı için vahim bir uyarı olarak görülmelidir.

Avustralya İşçi Partisi, savaş partisidir.

Avustralya Ukrayna ve İsrail’e savaşları için silah tedarik ederken, ülkenin kuzey bölgelerini Çin’e karşı emperyalist saldırganlıkta bir üs haline getirmiştir. Son altı yılda Avustralya’dan İsrail’e 322 mühimmat sevkiyatı yapılmıştır. Bilgi Edinme Özgürlüğü verilerine göre, yıllık sevkiyat sayısı İşçi Partisi’nin iktidara gelmesinden bu yana, özellikle de 2022-23 yıllarında, bakanların yalanlamalarına rağmen artmıştır.

Britanya Başbakanı Rishi Sunak, sağda, 13 Mart 2023 tarihinde ABD Başkanı Joe Biden ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile ABD'nin San Diego kentindeki Point Loma deniz üssünde bir araya geliyor. [AP Photo/Stefan Rousseau]

2021 yılında ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya hükümetleri arasında yapılan ve Çin’i hedef alan AUKUS koalisyonunun imzalanma süreci, İşçi Partisi yönetiminde hızlandırılmıştır. Hükümet, Çin’e karşı savaş için daha sorunsuz bir komuta yapısı sağlamak üzere Japonya ile ABD arasında imzalanan güçlendirilmiş güvenlik antlaşmasını takdirle karşıladı.

Birleşik Krallık ve Avustralya hükümetleri, Biden yönetiminin de onayıyla, her ikisinin de askeri olarak tehdit edilmesi halinde ortak karşılık vermeyi taahhüt eden yeni askeri ve istihbarat paktları imzaladılar. Japonya, Avustralya, Hindistan ve ABD arasındaki QUAD paktına ve Kanada ve Yeni Zelanda’yı da içeren üst düzey “Beş Göz” istihbarat paylaşım ağına ek olarak, bu da Çin’i hedef almaktadır. Hâlihazırda Avustralya’nın kuzey ve batısında Birleşik Krallık ve ABD askeri personeli ve silahları için daimi üsler kurulmuştur.

Savunma Bakanlığı tarafından yapılan her açıklamaya artan askeri harcamalar eşlik ediyor. Bunlar sağlık, eğitim, barınma ve altyapı gibi sosyal hizmetlere yönelik hükümet harcamalarından yapılan kesintilerle karşılanıyor. İşçi sınıfı emperyalist savaşların bedelini ödemeye zorlanıyor.

COVID-19 pandemisi sırasında, Avustralya’da virüsün yayılmasına izin veren hükümet politikasına karşı çıkan ve halkın güvenliğini sağlamak üzere sağlık ve kamu önlemleri alınması için mücadele eden doktorlar zulüm gördü ve karalandı. Kısıtlamaların kaldırıldığı 2021’den sonra COVID-19’dan ölen 20.000’den fazla insan, bu kararların nihai bedelini ödemiş oldu.

Dr David Berger [Photo: Imagen suministrada/WSWS]

Bugün, yüzlerce doktor ve sağlık çalışanının öldürüldüğü ve hastanelerin yerle bir edildiği Gazze’de sağlık çalışanlarına yönelik saldırı karşısında, İsrail’e ve Avustralya hükümetinin bu eylemleri savunmasına karşı çıkan doktorlar da sağlık makamlarınca zulme uğradı, kimlikleri ifşa edildi ve haklarında soruşturma açıldı.

İşçi Partisi, Avustralya halkını ABD ile Çin arasında kaçınılmaz olarak nükleer çatışmaya dönüşecek bir savaşın ön cephesine yerleştirecek planlar geliştirirken, Avustralya’daki göçmenlere karşı en diktatörce yasaları çıkarmaya çalışıyor. Amaç açıktır: sıradan insanların öfke ve muhalefetini göçmenlere yönlendirmek. Bu politika, uluslararası alanda en sağcı ve faşizan rejimlerinkiyle uyumludur.

Yürürlüğe giren yasalar, sığınmacılar da dahil olmak üzere, hükümet tarafından sınır dışı edilmek istenen göçmenlerin ya kendi sınır dışı kararlarını imzalamaları ya da bir ile beş yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları anlamına geliyor. Yine de imzalamayı reddederlerse, tekrar hapse atılabilirler. Sınır dışı edilen vatandaşlarını kabul etmeyen ülkelerin ise tüm nüfusunun Avustralya’ya girişi yasaklanacak. Şimdiden adı geçen ülkeler Rusya, Çin, İran ve Güney Sudan’dır.

ABD ve Avustralya dahil diğer emperyalist ülkeler tarafından desteklenen, finanse edilen ve silahlandırılan İsrail’in Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırımcı katliam karşısında milyonların şok olduğu ve dehşete düştüğü inkâr edilemez. Dünya genelinde ve Avustralya’da 13 Ekim’den bu yana her hafta protesto gösterileri düzenlenmektedir. Protestolar, artık hiçbir şey yapmadan durulamayacağını dair yakıcı bir duygudan kaynaklanmaktadır.

Bu, Gazze’nin başına getirilen emperyalist felakete karşı tamamen haklı bir tepkidir ve kendi kuşağımın üyelerinin Vietnam Savaşı’nın suçlarıyla karşı karşıya kaldıklarında hissettikleriyle aynıdır. Ancak protestolar o zaman da emperyalist savaşı engelleyememişti, şimdi de engelleyemiyor.

Küresel savaşa doğru gidişin kaynağı kapitalizmin kendi çelişkileridir, onu temsil eden şu ya da bu politikacı değil. Onlara başvurulamaz çünkü bu reforme edilemeyecek bir sistemdir. Protestolar deneyimi bu gerçeğe tanıklık etmektedir. Protestolar devam ederken, İsrail’in ABD, Birleşik Krallık, Almanya ve Avustralya tarafından tedarik edilen bombalarla Gazze’yi bombalaması da sürüyor. Gazze’yi enkaza çevirmek için kullanılan F-35 bombardıman uçakları, sadece Avustralya’da üretilen parçaları olmadan havalanamazdı.

Avustralya’daki Sosyalist İttifak, Sosyalist Alternatif ve Dayanışma gibi sahte sol örgütler, savaşı yürüten ve savaşa yardım eden hükümetlere çağrı yapılabileceği, baskı yapılabileceği ve bu hükümetlerin dilekçelere ve heyetlere yanıt vereceği yalanını yayıyor. Bu yalan sadece savaşa yönelik muhalefeti İşçi Partisi’ne, sendikalara ve parlamentoya tabi kılmaya hizmet etmektedir.

Sadece işçi sınıfının savaşa karşı birleşik, bağımsız sosyalist ve enternasyonalist hareketi barbarlığa doğru inişi durdurabilir ve insanlığa bir gelecek sağlayabilir. Böyle bir hareket, kapitalizmin yıkılması anlamına gelir.

Uluslararası Komite ve tüm şubeleri tarafından uğruna mücadele edilen perspektif budur. Sizleri partimize katılmaya çağırıyorum.

Loading