1986 tarihli Top Gun’ın devam filmi olan Top Gun: Maverick, ABD ordusu tarafından savaş makinesiyle gösteriş yapmak için sipariş edilmiş, itici ve boş bir film. Film, abartılı aksiyon sekansları, savaş uçaklarının ve diğer silahların yakın çekimleri, boş gösteriş ve çok az şeyle doludur.
Tom Cruise’un Yüzbaşı Pete “Maverick” Mitchell rolüyle geri döndüğü “gişe rekortmeni” film, orijinal filmin (Tony Scott’un yönettiği, Jerry Bruckheimer’ın yapımcılığını üstlendiği ve Cruise, Val Kilmer ve Kelly McGillis’in başrollerini paylaştığı filmin) bitiminden 36 yıl sonra, başkahraman Mitchell’in seçkin bir askeri uçuş okulunun “Top Gun” lakaplı yıldız pilotu haline gelmesiyle devam eder. En iyi arkadaşı/kılavuzu olan “Goose”un (Anthony Edwards) kaybının üstesinden gelir ve adı açıklanmayan bir düşman savaşçıya karşı gerçekleştirilen bir bombalama baskınında başarılı olur.
Joseph Kosinski’nin yönettiği ve Bruckheimer ile Cruise’un ortak yapımcılığını üstlendiği devam filminde Mitchell’in rütbesi, bir test uçuşu programından (baş karakterin askeri yüklenici Lockheed Martin’in izniyle bu sahne için bağışlanan hipersonik bir uçağı kullandığı) ilk filmdeki aynı Top Gun uçuş okulunda eğitmenliğe indirilir.
Orada, gizlice uranyum zenginleştiren bir düşman gücüne karşı tehlikeli bir görevi yerine getirmek için yeni askerlerden oluşan bir saldırı ekibi kurması gerekmektedir. Belirtilmemekle birlikte, düşmanın İran ya da Rusya olduğu ima edilmektedir.
Yeni devam filmi bilet satışlarında yüz milyonlarca dolar hâsılat elde etti. Amerika Birleşik Devletleri’nde 27 Mayıs’ta gösterime girdiğinden beri Top Gun: Maverick bu yazı yazıldığı sırada yurt içinde 292 milyon, yurt dışında ise 557 milyon dolar hasılat elde etmişti. Yahoo! Finance, “59 yaşındaki Tom Cruise, yirmi dört yıllık kariyerinde ilk kez, küresel gişede milyar dolarlık kulübe katılma şansı olan bir filme sahip,” diyor.
Milyonlarca kişi, belki de büyük isimlerin yer aldığı oyuncu kadrosu, her zaman mevcut olan COVID-19 pandemisinden yazın ilk haftalarında kurtulma arzusu ve giderek karşılanamaz hale gelen benzin ve gıda maliyetleri nedeniyle bu filmi izlemeye geldi. Filmdeki çatışmanın büyük ölçüde “apolitik” karakteri, birçok kişiye sadece pilotların gösteri uçuşlarının keyfini çıkarma olanağı sağlıyor.
Bununla birlikte, Top Gun: Maverickgörüntülerinin tamamı, savaş ve çatışmanın temizlenmiş ve mitolojik imgelerini sunmak üzere tasarlanmış. New Statesman’a göre Cruise, filmin ana temasının belirli bir çatışmadan ziyade “mükemmellik hakkında” olduğu konusunda kendisine güvence verilene kadar filmde yer almak konusunda “isteksizdi”.
“Eğlence sitesi Indiewire, “‘Top Gun’ yapımcıları, orijinal filmde olduğu gibi Pentagon’un askeri liderleriyle bir araya geldi... Pentagon, yapımın gelişmiş savaş silahlarına erişim sağlaması karşılığında senaryo üzerinde tam veto yetkisine sahipti,” diyor.
Fortune’a göre, Paramount Pictures “gelişmiş savaş uçaklarını kullanmak için saatte 11.374 dolar ödedi” ve “Cruise yeni film için bir düzineden fazla sorti yaptı.” Pentagon’un Eğlence Medya Ofisi Başkanı Glen Roberts, dergiye, Pentagon’un işbirliği şartlarını özetledi ve bir filmin “ordunun namusunu koruması” gerektiğini söyledi.
Georgia Üniversitesi’nde iletişim çalışmaları profesörü ve konuyla ilgili belgesellerin yönetmeni olan Roger Stahl, Covert Action dergisinin aktardığı yorumlarında “Pentagon ve CIA, The Godfather’a tekabül eder,” diyor. Profesöre göre, “[ordu ve istihbarat teşkilatları] hangi filmlerin çekilip hangilerinin rafa kaldırılacağına karar veriyor ve film yapımcılarına Pentagon’un oyuncaklarına erişim sözü vererek onları satın alıyor.”
Dergi şöyle devam ediyor: “1989’dan 2018’e kadar Pentagon’un Eğlence Ofisi... [Top Gun’ın yönetmeni/yapımcısı] Bruckheimer ve Transformers’ın (2007) yapımcısı Michael Bay gibi gözde yönetmenlerle yakın işbirliği içinde çalıştı ve süper kahramanların ABD ordusuyla ittifak halinde askeri silahlarla uygarlığı kurtardığı bilimkurgu filmlerinin tanıtımına yardımcı oldu.”
Cruise’un kendisi de 30 yıl önce Playboy’a verdiği bir röportajda birçok kişinin Top Gun’ı “Donanmayı yüceltmek için çekilmiş … güvenilemez ve sağcı bir film” olarak eleştirdiğini kabul etmişti. Yönetmen Oliver Stone, 1988’de bu dergide yaptığı daha da sert yorumlarda Top Gun’ın “aslında faşist bir film olduğunu” söylemiş ve şöyle devam etmişti: “Savaşın temiz olduğu, savaşın kazanılabileceği fikrini satıyordu ... filmde hiç kimse [Top Gun’ın] Üçüncü Dünya Savaşı’nı başlattığından bahsetmiyordu!”
Ordunun internet sitesi Task and Purpose’a göre ise “Donanma filmin halkla ilişkiler açısından bir destek sağlayacağını umuyor.” Sitede şu ifadelere yer veriliyor: “ABD Donanması’nın Top Gun filmi gösterilirken sinema salonlarında askere alma kabinleri kurmasından 36 yıl sonra, Top Gun: Maverick devam filmi için geri döndüler.” Ancak bu kez, “ABD ordusu Vietnam yerine Irak ve Afganistan’daki savaşların mirasıyla uğraşıyor.”
Kapitalist basında yeni filme hem aşırı sağdan hem de sözde “soldan” övgüler yağdı. Faşizan Breitbart, filmi “erkeksi, Amerikan yanlısı, uyanık olmayan bir gişe rekortmeni” olarak nitelendirdi. Vanity Fair ise filmi “ne Cumhuriyetçi ne de Demokrat duyarlılıkları destekleyen, heyecan verici, güzelce çekilmiş bir askere alma reklamı” ilan ediyor. “Nükleer silahlarla ilgili bir çatışmayı düpedüz eğlenceli olarak göstermeyi başarıyor!”
New York Times’ın film eleştirisi ise absürt: “Filmlerin harika olabileceği ve olması gerektiği tezinin ciddi bir ifadesi.”
Dünya Sosyalist Web Sitesi daha önce de bu tür “en kınanası ve hatta uğursuz türden ‘iliştirilmiş film yapımcılığı’” hakkında yazmıştı. Bu tür eserlerin yaratıcıları filmlerinin “apolitik“ olduğunu iddia etseler de, bu filmlerde ABD militarizmini destekleyen ve “soyut olarak” savaşa odaklanan belirli bir siyasi bakış açısı sunuluyor.
Oysa ABD militarizminin gerçekliği, ABD’nin denizaşırı savaş ve işgallerindeki sivil ölümlerin sistematik olarak örtbas edilmesinin kanıtlarında görülebilir. Bunlara ayrıca Amerika’nın savaşlarına katılan askerlerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu vakaları görülmesi, yaralı ve ölü ABD askerleri, perişan ve parçalanmış aileler ekleniyor.
ABD Donanması’nda, savaş gemilerindeki intihar ölümleri salgını, “katlanılmaz” koşulları ortaya çıkardı: Gemide yaşamak üzere görevlendirilen denizciler “yarı evsizler” ve başka şeylerin yanı sıra “bulanık kahverengi ve siyah kanalizasyon suyuyla dolu banyo ve koridorların” yakınında yaşamaya zorlanıyorlar.
Maverick ekibinin hava saldırıları düzenlemek için kullandığı uçak gemisi USS Theodore Roosevelt, 2020 yılında orduda yaşanan büyük bir COVID-19 salgınının odağındaydı. Binlerce mürettebat üyesinin test sonuçları pozitif çıkmış ve birkaç asker görev başında hayatını kaybetmişti.
Bu gerçekler, bir kurum olarak ABD ordusunun “bütünlüğüne” zarar vermektedir ve bu nedenle görülmeleri yasaklanmalıdır. Biden yönetimi Doğu Avrupa’da Rusya ile çatışmayı derinleştirmeye devam ederken ve Çin ile eş zamanlı bir çatışma planlarken, ABD egemen sınıfı Amerikan halkından “askerlerin etrafında toplanmasını” talep etmekte, medya ve eğlence sektöründeki sözcüleri de görevlerini yerine getirmektedir.
8 Haziran 2022