Kırgızistan ile Tacikistan arasındaki kanlı sınır çatışmasının ardından

Geçen hafta Orta Asya ülkeleri Kırgızistan ile Tacikistan arasında patlak veren sınır çatışmasında ateşkes ilan edildi. Basında çıkan haberlere göre, her iki taraftan toplam 54 kişi öldü ve yüzlerce kişi de yaralandı. Kırgız tarafı en az ikisi çocuk olmak üzere 36 kişinin öldüğünü bildirdi.

Eski Sovyetler Birliği cumhuriyetleri olan bu iki yoksul devlet, 1.000 kilometrelik bir sınırı paylaşıyor ve bunun yaklaşık yüzde 40’ı tartışmalı. Bölge, komşu Özbekistan’ın da üzerinde hak iddia ettiği bir yer olan, su açısından zengin ve verimli Fergana Vadisi’nde yer alıyor.

Orta Asya Haritası

Son çatışma, Nisan ayı sonlarında, Tacikistan’ın Sughd bölgesi ile Kırgızistan’ın Batken bölgesindeki köylülerin birbirlerine ateş açmasıyla başlamıştı. Her iki tarafa konuşlanmış düzenli birlikler, silahlar ve havan toplarıyla birbirlerine saldırmak için hızlıca çatışmaya dahil oldular. Çatışmalarda çok sayıda okul ve bir anaokulu da dahil olmak üzere yüzlerce ev ve benzeri bina yandı.

Kırgız halkı, Tacik ordusunun bir saldırı helikopteri konuşlandırdığını iddia ediyor. Barikatlar, Kırgız topraklarının bir kısmını ülkenin geri kalanından geçici olarak kopardı. Bişkek’teki Kırgız hükümeti 60.000 kişiyi tahliye etti ancak bu emir 1 Mayıs’ta ateşkesin yürürlüğe girmesiyle kaldırıldı.

Her iki ülkede de askeri üsleri bulunan Rusya, iki taraf arasında arabuluculuk yapmak istediğini belirtti. Vladimir Putin, 8 Mayıs’ta Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon ile bir araya geliyor.

Çatışmanın merkezinde, İsfara Nehri’nden çekilen bir su kütlesi olan Kok-Taş rezervuarı üzerine çakışan hak iddiaları var. Nehir, sınırın her iki tarafındaki tarım arazilerinin sulanması ve otlakların bakımı açısından kritik önem taşıyor. Tacik ve komşu Kırgız illerindeki nüfus artışı, bölgedeki temel ancak sınırlı doğal kaynaklar üzerinde baskı yapıyor. Bu durum, Kırgızistan'ın imar projelerine başladığı 2014 yılından bu yana kötüleşti. Bu projelere, Taciklerin rezervuara erişimini engelleme tehdidi oluşturan yolların inşası da dahildir.

Her iki ülkedeki feci ekonomik durum, uzun süredir devam eden çatışmayı yoğunlaştırdı. Son yirmi yılda çatışmalar art arda patlak verdi. Kırgızistan’ın GSYİH’si, 6,5 milyondan az nüfuslu ülkede yaklaşık 97.000 kişiyi enfekte eden koronavirüsün etkisiyle 2020 yılında yüzde 9 düştü. Daha düşük bir enfeksiyon oranı ancak daha büyük bir nüfusa sahip olan Tacikistan ise halen ekonomik büyüme kaydediyor. Pandemi öncesindeki büyüme yüzde 7,5 iken geçen yıl bu oran sadece yüzde 2,2’ye düştü.

Her iki ülke de şu anda büyük bütçe açıkları veriyor. Ekonomileri, Rusya’da düşük ücretli ve sömürü oranı oldukça yüksek işlerde çalışan yurttaşların işçi dövizlerine büyük ölçüde bağımlı. Yurt dışında çalışanlardan eve gönderilen para, Kırgız ve Tacik GSYİH’sinin sırasıyla yüzde 28’ini ve yüzde 33’ünü oluşturuyor. Kremlin, Rusya içindeki toplumsal öfkeyi saptırma amacıyla göçmen karşıtlığına başvurarak, geçtiğimiz günlerde tüm Orta Asya ülkelerinin belgesiz yurttaşlarını Haziran ortasına kadar Rusya’dan çıkarması gerektiğini ilan etti.

Kırgızistan ile Tacikistan arasında bu hafta başlarında ilan edilen ateşkes, uzun zamandır devam eden çatışmayı çözmeyecek. Kırgız Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Çarşamba günü yaptığı yıllık ulusa sesleniş konuşmasında, ülkenin “askeri harekâtları gerçekleştirmeye hazır, iyi hazırlanmış ve uygun teçhizatlı tümenlerden oluşan bir ordu yaratması” gerektiğini belirtti.

Fergana Vadisi’ndeki sınır çatışması, 1991’de Stalinist bürokrasi tarafından Sovyetler Birliği’nin dağıtılmasının doğrudan bir ürünüdür. Sovyet tarihi boyunca, Kırgızistan ve Tacikistan’ın sınır çizgileri çeşitli nedenlerle yeniden çizildi. Değişen haritaya rağmen, tek bir ülke içinde birleşmiş olan iki cumhuriyetin nüfusu iç sınırlar boyunca ileri geri hareket etti ve bölgenin kaynaklarını ortak kullandı.

Kırgızistan ve Tacikistan bağımsız devletlere dönüşünce, yeni kurulan iki ülkedeki yozlaşmış yönetici seçkinler, onlara en fazlasını getirebilecek olan eski Sovyet haritalarından birini (1920’lerden veya 1950’lerden olanı) ileri sürdü. Her iki taraf da halkın yaygın yoksulluk konusundaki hayal kırıklığını kendi ekonomik ve jeostratejik gündeminin arkasına kanalize etme çabasıyla durmadan etnik şovenizmi kışkırttı.

Bölge uzun zamandır emperyalist müdahalenin hedefi olmuştur. 2005 yılında Washington’a daha itaatkâr bir rejimi iktidara getirmeye çalışan Kırgız “Lale Devrimi”nde ABD merkezi bir rol oymıştı. Sonuç, yıllarca süren siyasi kargaşa, istikrarsızlık ve şiddet oldu. ABD, Afganistan’daki savaşın bir parçası olarak Tacik hükümeti ile yakın ilişkiler geliştirdi ve Bişkek, “terörle mücadele” kapsamında ABD’den önemli miktarda fon aldı. Çin ile önemli ekonomik bağları olan bölge, daha yakın dönemde, ABD öncülüğünde Pekin ile yaşanan cepheleşme nedeniyle daha da istikrarsızlaştı.

7 Mayıs 2021

Loading