WSWS, sitenin 2 Ekim 2020’deki yeniden açılışı üzerine 25 Ekim’de düzenlenen çevrimiçi toplantıda DEUK’un önde gelen üyeleri ve WSWS’ye katkıda bulunanlar tarafından yapılan konuşmaları yayımlıyor. Aşağıdaki konuşma, WSWS’nin bilim yazarı Bryan Dyne tarafından yapıldı.
Bu fırsatı, WSWS’nin bilime yaklaşımı hakkında konuşmak için kullanmak istiyorum. Geçtiğimiz dokuz aydır bu, en çok koronavirüs pandemisi üzerine yayınımızla somutlaştı. Ocak ayında yayımlanan ilk makalelerden itibaren, bu yeni virüsün tıbbi önemi ve toplumla kesişimi konusunda çok dikkatli bir analiz yaptık. Bu, hem siyasi durum hem de virüsün epidemiyolojisi üzerine makaleleri kapsamaktadır.
Buna karşılık, Trump yönetimi, Demokratlar ve onların uluslararası benzerleri, özünde bilimi görmezden geldi ve hepsi bulaşmanın oluşturduğu tehdidi küçümsemeye ve gizlemeye çalıştı. Bu nedenle, virüsün dünya çapında yayılmasına izin verilmesi halinde işçi sınıfının karşılaşacağı tehlikeler konusunda çok erken uyarıda bulunan ve yayılan koronavirüs pandemisine küresel olarak koordine edilmiş bir acil durum müdahalesi çağrısı yapan tek siyasi eğilim bizdik.
Bu uyarılar trajik bir biçimde doğrulanmıştır: dünya çapında en az 1,15 milyon insan hayatını kaybetti ve milyarlarca insanın sosyal hayatı bütünüyle altüst oldu.
Bu tür rakamlar, modern toplumda geçen yüzyılda tıpta kaydedilen muazzam ilerlemeler ile bu ilerlemeleri kapitalizm altında günlük hayata uygulamanın önündeki engeller arasındaki keskin çelişkileri gözler önüne sermektedir. Akılcı ve bilimsel olarak planlanmış bir dünyada, gelişmekte olan ve potansiyel olarak pandemiye neden olacak bir hastalık, borsayı korumak için haftalarca ve aylarca ihmal edilmez, ancak derhal patojeni kontrol altına almak, enfekte olanları tedavi etmek ve ekonomik yansımalardan etkilenecek yüz milyonlarca insanın geçim kaynaklarını güvence altına almak için mevcut olan her kaynakla karşılanırdı.
Bilimin insanlık için iyi olacağını söylediği şeyler ile kapitalizm altında olup bitenler arasındaki uçurum bilimin her alanında mevcuttur (tıp, fizik, biyoloji, astronomi vb.). OSIRIS-Rex uzay aracının bir asteroidden örnek toplamasıyla ilgili yazımızda belirttiğimiz gibi, savaşa ve kâr etmeye ayrılan kaynakların araştırmaya ve bilimsel keşfe aktarılması halinde “hayatımız boyunca hangi sonuçlara ulaşılacağının neredeyse sınırı yoktur.”
Daha genel olarak, 1998’de web sitesinin kurulmasından bu yana bilime odaklanmamız, işçi sınıfının ilerleyebilmesi için dünyayı eksiksiz bir şekilde anlaması gerektiği konusundaki ısrarımızdan kaynaklanıyor. Bu, Marksistlerin her zaman vurguladığı bir noktadır. Bir bütün olarak toplumun gelişmesi, üretici güçlerin gelişmesine dayanır ve üretici güçler de bilimdeki gelişmelerle yönlendirilir ve teşvik edilir. Bu buluşmayı gerçekleştirdiğimiz teknoloji, yani internet, büyük ölçüde 1990’ların başında ulusötesi üretimin ortaya çıkması nedeniyle bu kadar yaygın hale geldi. Ulusötesi üretim, dünyanın her yerinden bilgi depolama ve bilgiye erişme yeteneği için ekonomik bir gereklilik sağladı.
Ancak bu, örneğin bir arabayı mümkün kılan mekanik, elektrik mühendisliği, malzeme bilimi ve termodinamiği bilen bir otomotiv işçisi meselesi değildir basitçe. Sadece doğa bilimlerine dair olaylar açısından değil, aynı zamanda hayatlarımızı yöneten karmaşık tarihsel ve sosyal süreçleri—kapitalist gelişmenin nesnel yasalarını—anlamak için de bilimsel bir yaklaşıma yönelmemiz gerekiyor.
Geriliğin ve dinsel gericiliğin beslenmesi ya da postmodernizmin teşviki yoluyla akıldışıcılığın sürekli yüceltilmesinin egemen olduğu bir dünyada, bu tür çalışmalar haydi haydi gereklidir. İşçiler, nesnel bilginin var olduğunu, şu veya bu şekilde gerçekliğin dil aracılığıyla yaratıldığını inkâr edenlere karşı mücadele etmeliler. İnkârcılar haklı olsaydı, Trump’ın yaz boyunca “Daha az sayıda testle daha az vaka gösteririz” iddiası, pandeminin sona ermesi anlamına gelirdi.
İşçiler aynı zamanda kendilerini ırk gibi bilim karşıtı kavramları kullanarak bölmeye yönelik tüm girişimlere karşı mücadelenin ön safında olmalıdır. WSWS’de konuyla ilgili kapsamlı bir şekilde yazdığımız üzere, gerek yüz binlerce yıl önce bile büyük miktarda insan göçünü ve karışımını gösteren antropolojik kayıtlarda, gerekse de aslında birinin “ırkını” veya milliyetini ortaya çıkarmak için kullanılamayan DNA’da, farklı insan “ırkları” kavramının hiçbir temeli bulunmamaktadır.
WSWS, iklim değişikliğinin sürekli büyüyen varoluşsal tehdidine de özel bir önem vermiştir. Pandemiye benzer şekilde, o da ulusal sınır tanımamaktadır ve doğası gereği uluslararası bir sorundur. Konuyla ilgili yakın dönemde çıkan çok sayıda bilimsel makalenin vurguladığı gibi, küresel ısınmayı ve onun devam eden ve yaklaşan tüm felaketlerini durdurmak için tek gerçek çözüm, dünyanın enerji üretim ve ulaşım altyapısının yeniden düzenlenmesi ve karbon emisyonlarını derhal durdurmak için yeni teknolojilerin geliştirilmesidir.
Ayrıca ısrarla şunu vurguladık: güvenli bir çevre mücadelesi, iklim krizi karşısında dünyanın “fazla nüfusu”nun büyük ölçüde azaltılması çağrısı yapan her türlü çözümü reddetmelidir. Bu tür Malthusçu yaklaşımlar, dünya biyosferini çöküşün eşiğine getirenin “insanlık” değil, kapitalizmin ve ulus devlet sisteminin ikiz bariyerleri olduğu gerçeğini inkâr eder. Bu bariyerler, küresel ısınmayı tersine çevirmek için herhangi bir ciddi çabayı engellemektedir.
İç çelişkileriyle karşı durulamaz bir şekilde yönlendirilen kapitalizm, insanlığı salgın hastalıklar, dünya savaşı, çevresel felaket ve diktatörlük uçurumuna götürüyor. Bununla birlikte, aynı çelişkiler, kapitalizmin yıkılmasının temelini de üretiyor: uluslararası işçi sınıfı.
Troçki’nin bundan 94 yıl önce Radyo, Bilim, Teknik ve Toplum’da belirttiği gibi: “Teknik ve bilim, kendi mantığına sahiptir; doğanın kavranmasının ve insanlığın çıkarları doğrultusunda denetim altına alınmasının mantığı. Fakat teknik ve bilim, bir boşlukta değil ama sınıflardan oluşan bir insan toplumunda gelişir. Egemen sınıf, mülk sahibi sınıf, tekniği ve onun üzerinden doğayı kontrol eder.”
Yeniden açılan WSWS’de daha kolay erişilebilir hale gelen bilim üzerine yazılarımız, bu nesnel süreçleri daha fazla bilince çıkarmayı, milyonlarca işçinin ve gencin giderek büyüyen muhalefetini şu bilgi ve kavrayışla donatmayı amaçlamaktadır: bilimin ilerlemesi—ve bir bütün olarak insanlığın ilerlemesi—yeni bir devrimci işçi sınıfı hareketinin yeniden canlanmasına bağlıdır. Hareketimiz; hem tüm biçimleriyle bilimsel gerçek arayışını hem de eşitliğe ve insan ihtiyaçlarının karşılanmasına dayanan, uluslararası ölçekte koordine edilen, bilimsel olarak yönlendirilen bir ekonomik planlama sistemini, yani sosyalizmi kurma mücadelesini kendi bayrağı altında birleştirmektedir.