Koronavirüs pandemisi, dünya genelindeki kapanma tedbirlerinin ardından girdiği geçici denge döneminden sonra, yukarı doğru yeni ve niteliksel bir sıçrama yapıyor. Pandemi, bir süre ivme kaybetmiş gibi göründü; Nisan ve Mayıs ayları boyunca günde yaklaşık 80 bin yeni vaka kaydediliyordu.
Kapitalist patronlar işçi sınıfından artık değer çıkarmaya kaldıkları yerden devam etmenin acil olduğuna karar verdiği Mayıs ayı ortasında, pandeminin büyük ölçüde sona erdiğini ilan ederek işe geri dönülmesini talep ettiler ve kapatılmış olan fabrikaları, depoları ve işyerlerini geri açtılar. Bu politikanın hızla uygulanması sonucunda, günlük COVID-19 vaka sayısı, her geçen hafta ivme kazanarak yeniden yükselmeye başladı.
Çarşamba günü, dünya genelindeki COVID-19 vaka sayısı 12 milyonu geçti. Vaka sayısında bir milyona ulaşılması için Ocak’tan Nisan’a kadar dört ay geçmesi gerekmişti. Şimdi ise sadece beş günde dünyadaki vaka sayısı bir milyon daha arttı. Küresel ölçekte ölü sayısı 550 bini geçerken, günlük ölü sayısı 5 bin dolayında. Meksika gibi bazı ülkelerde ise durum diğerlerinden çok daha kötü görünüyor. İki gündür dünyadaki yeni COVID-19 vaka sayısı 200 bini geçiyor. ABD, 61.848 vaka ile günlük bazda yeni bir rekor kırarken, dünyadaki günlük ölü sayısı dikkat çekici bir şekilde 5.500’e sıçradı.
Açıkça görülüyor ki, dünya genelindeki sağlık kurumlarını etkileyen ve dehşete düşüren niteliksel bir değişim söz konusu. Dünya Sağlık Örgütü genel direktörü, pandeminin hız kazandığı uyarısında bulundu. Hastalığın yayılmasını durdurmak hâlâ mümkün olmakla birlikte, ülkelerin hem virüsü kontrol altına almak hem de ölümleri engellemek için kapsamlı bir strateji benimsemesi gerekiyor. “Daha pandeminin zirvesine bile ulaşmadık… virüs hem hızlı hem de öldürücü.” Genel direktörün sözleri ve hali, normalde olduğundan daha ağırdı.
WHO’nun bu haftaki basın toplantısında, yetkililere, dünyanın dört bir yanından 239 bilim insanı tarafından imzalanarak WHO’ye gönderilen bir mektup soruldu. Mektupta WHO, COVID-19’a neden olan virüsün hava yoluyla bulaşarak yayılabileceğini kabul etmeye çağrılmıştı.
Enfekte bir kişi öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda salınan virüs partiküllerinin iletiminin, başkalarının başlıca enfekte oluş biçimi olduğu bilinmektedir. Yüzeylere temas edilmesi de eğer gözlerinize, ağzınıza veya burnunuza dokunursanız hastalık bulaştırabilir. Bu, insanların birbirlerine yakın durmak zorunda kaldığı, kötü havalandırmaya sahip kapalı alanları daha sorunlu kılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, birincil bulaşma yolunun, bir kişi onları ürettikten sonra hızla düşme eğilimi gösteren büyük solunum damlacıkları olduğu mesajını sürekli vermişti. Bir metre veya üç adım mesafe tavsiyesinin temelini bu oluşturuyordu (ABD’deki Hastalık Kontrol Merkezleri iki metre veya altı adım tavsiye ediyor).
Queensland Teknoloji Üniversitesi’nden Profesör Lidia Morawska ve Maryland Çevre Sağlığı Üniversitesi’nden Profesör Donald K. Milton tarafından kaleme alınan ve yakında bilimsel bir dergide yayımlanan açık mektupta, 239 imzacı, tıp camiasını ve ulusal ve uluslararası sağlık kuruluşlarını COVID-19’un hava yoluyla bulaşma potansiyeline sahip olduğunu kabul etmeye çağırarak şöyle yazıyordu: “İmzacıların ve diğer bilim insanlarının araştırmaları makul bir şüphenin ötesinde göstermiştir ki virüsler, soluk verme, konuşma ve öksürme sırasında, havada kalacak ve enfekte olmuş bireylerden 1 ila 2 metreden daha uzak mesafelerde bulaşma riski oluşturabilecek mikro damlacıklarda salınmaktadır.”
Beş mikrometre kadar ufak olabilen bu küçük virüs partikülleri, on metre yol –standart bir odadan daha büyük bir mesafe– kat edebiliyor. Yazarlar, hastalar nefes verdiğinde havada yaşayabilir partiküllerin tespit edildiği SARS-CoV-1, SARS-CoV-2, respiratuar sinsityal virüs, grip ve MERS’ten geçmişe dönük verileri aktarıyorlar.
İndeks hastayla doğrudan veya dolaylı teması olmayan restoranlarda hastalanan hastaların muayenesinden elde edilen ampirik kanıtlar, mektupta gündeme getirilen endişeleri vurguluyor. Yazarlar şunları yazıyor: “SARS-CoV-2’nin benzer şekilde davranmasını ve havadaki mikro damlacıklar yoluyla iletimin” başkalarını enfekte etmede “önemli bir yol olduğunu beklemek için her neden var.”
WHO ve diğer halk sağlığı kurumları, viral partiküllerin havaya karışmasının sadece ventilatöre yerleştirilen bir hastanın entübasyonu gibi prosedürler sırasında meydana geldiğini sıklıkla belirtmiştir. Şimdiye kadar tavsiyeler el hijyeni ve sosyal mesafe önlemlerine odaklanmış olsa da, bu önlemler özellikle kötü havalandırılan kalabalık iç mekân ortamlarında hava yoluyla bulaşmayı önlemek için yetersizdir.
Yazarlar, hava yoluyla bulaşma, “bu tür koşullarda meydana gelmiş, incelenen birçok yayılma olayı için tek mantıklı açıklama gibi görünüyor.” Vuhan’da bulunan bir deniz ürünleri pazarındaki olaylar, Güney Kore’deki bir kilise ve Trump’ın Tulsa, Oklahoma’daki siyasi mitingi bu tür olaylar arasındadır ve bunlardan sonra COVID-19 vakalarında artış yaşanmıştır. Tulsa County, Pazartesi günü 261 ve Salı günü 206 yeni doğrulanmış vaka bildirdi. Bunlar, söz konusu bölge için rekordur.
Her ne kadar solunum damlacıkları ve fomitler üzerinden bulaşma yolları hava yoluyla bulaşmaya paralel olarak işlese de, halihazırdaki önlem rehberi sadece eski mekanizmalara odaklanmış durumda. Yazarlar, hava yoluyla bulaşmayı önleme tavsiyeleri konusunda şunları yazıyor: “Özellikle kamu binalarında, işyeri ortamlarında, okullarda, hastanelerde ve yaşlı bakım evlerinde yeterli ve etkili havalandırma sağlayın (temiz dış ortam havası sağlayın, sirkülasyon havasını en aza indirin). Lokal egzoz/dışa atım, yüksek verimli hava filtrasyonu ve antiseptik ultraviyole ışıklar gibi hava yoluyla enfeksiyon kontrolleri ile genel havalandırmayı tamamlayın.” WHO, mektubu ve önceki çalışmaları kabul etti ve yeni yönlendirici ilkeler oluşturmaya hazırlanıyor.
Hava yoluyla bulaşma olasılığı, hükümetlerin işçileri işe, gençleri okullara geri dönmeye zorladığı ve halktan genel olarak “normal faaliyetler”ini sürdürmesini istediği bütün ülkelerde ciddi sonuçlara sahiptir. Hava yoluyla iletimler çok daha ciddi enfeksiyon kontrollerini ve çalışma alanının işçiler için güvenli olmasını sağlamak üzere düzenli bir çaba gerektirir. Otomotiv işçileri bugünlerde vardiyalı çalışmaya dönüyorlar. Yakında sıkışık ve kalabalık sınıflara sokulacak olan öğretmenler ve öğrenciler, sağlık riskleriyle karşılaşacaklar ve virüsü evlerine, ailelerine, özellikle de yaşlı akrabalarına yayarak potansiyel hastalık taşıyıcılar haline gelecekler. Mezbaha işçileri benzer risklerle karşı karşıya bulunuyor. Hiç kuşku yok ki hastalığın en ağır yükünü çeken ve çekmeye devam edecek olan işçi sınıfı ve en yoksullardır.
Bu yeni bulgular, işçilerin hayati önem taşımayan sektörlerdeki işi derhal durdurmasını ve kontrolden çıkan durumu yatıştırmak için kapsamlı halk sağlığı önlemlerinin uygulanmasında ısrar etmesini gerektirmektedir. İşçiler, hava yoluyla bulaşmaya karşı işte ve evde güvenliği sağlayacak katı önlemler uygulanması için bağımsız sağlık kurumları ve halk sağlığı görevlileri ile iletişim kurmalıdır. Sağlık hizmetleri hasta olanlar için yaşamsal bir hizmet olarak savunulmalı ve hızla hayat kurtaran tedavilerin derhal başlatıldığından emin olacak şekilde ücretsiz sağlanmalıdır. Bu ise, işçilerin, tüm kapitalist partileri (muhafazakar, liberal ve sosyal demokrat) ve şirketlerin uzantısı işlevi gören sendikaları kapsayan mevcut önderlikten bağımsız ve bilinçli müdahalesini gerektirmektedir.