Dünya Sosyalist Web Sitesi ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi tarafından 2 Mayıs’ta düzenlenen 2020 Uluslararası Çevrimiçi 1 Mayıs Toplantısı’nda, WSWS’nin Avustralya ulusal editörü Peter Symonds’un yaptığı konuşma.
Dünyanın dört bir yanından bu çevrimiçi 1 Mayıs toplantısına katılan herkese Avustralya’dan selamlar.
COVID-19 pandemisi, dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun yaşamları ve sağlığı yerine, bir avuç süper zenginin tiksindirici kârlarına öncelik veren kapitalist sistemin ileri seviyedeki çürümüşlüğünü ortaya çıkardı.
Her gün hâlâ binlerce insan hayatını kaybederken, bilimsel bilgi birikimini ve tıbbi kaynakları bir araya getiren uluslararası bir işbirliğine acil ihtiyaç var. Bu, virüsün daha fazla yayılmasını kontrol altına almak ve nihayetinde durdurmak üzere bilimsel olarak en iyi yolu bulmak için gerekli.
Bununla birlikte, kapitalizmin zamanını doldurmuş ulus devlet sistemi, bu ölümcül virüsle mücadelede uluslararası işbirliğinin önünde sadece bir engel olmakla kalmıyor. Aynı zamanda, pandeminin patlak vermesinden önce zaten küresel bir savaşa doğru ilerleyen jeopolitik rekabet de yenilenmiş bir şiddetle patlak veriyor.
Dünya siyasetindeki en istikrarsızlaştırıcı faktör, Amerikan emperyalizmidir. Bunun nedeni, baskın küresel konumunu, devasa askeri makinesinin kullanımı da dahil olmak üzere mümkün olan her yola başvurarak, gözü dönmüş bir şekilde korumaya çalışmasıdır.
Pandeminin ortasında, ABD’deki Trump yönetimi, Demokratların ve medyanın desteğiyle, koronavirüsten Çin’i sorumlu tutmak için asılsız iddialara ve açık yalanlara dayanan kirli bir propaganda kampanyası yürütüyor.
Trump, Dünya Sağlık Örgütü’nün Çin’in salgını gizlemesine göz yumduğu düzmece iddiasıyla, COVID-19 ve diğer hastalıklarla mücadele etmek için dünya genelinde ülkelere yardımda bulunan ve tavsiye veren bu kuruma sağlanan fonu kesti.
Gerçekte ise Çinli yetkililer dünyayı uyarmak için acilen harekete geçmişti. 3 Ocak’tan itibaren, Dünya Sağlık Örgütü’ne hastalığın ilerlemesi hakkında düzenli bilgi verdiler; virüsü hızla teşhis ederek 11 Ocak’ta genetik yapısını kuruma aktardılar. 23 Ocak günü Vuhan, virüsün daha fazla yayılmasını önlemek için karantinaya alındı.
Bilinmeyen bir virüsle boğuşmasındaki sınırlılıkları ne olursa olsun, Çin’in yaptıkları, Trump yönetiminin, bilinen bir tehlike karşısında haftalarca herhangi bir şey yapmayarak on binlerce ölüme yol açmasına kıyasla önemsiz kalıyor.
Dahası, Trump, virüsün bir Vuhan viroloji laboratuvarında ortaya çıktığı ve oradan yanlışlıkla veya kasten yayıldığı şeklindeki en sağcı komplo teorisine inanıyor. Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi’nin koronavirüsün “insan yapımı olmadığını” düşündüklerini açıklamasına rağmen, Trump bu hafta iddiasını destekleyecek kanıtlar gördüğünü iddia etti.
Pandeminin hayvandan insana aktarımın bir sonucu olduğuna ilişkin güçlü bilimsel kanıtlara rağmen, Trump’ın eski faşizan danışmanı Stephen Bannon tarafından ortaya atılan bu Büyük Yalan, ABD medyası eliyle yayıldı.
ABD’nin Çin’i günah keçisi ilan etmek için gösterdiği ve Avustralya gibi müttefiklerince de desteklenen çabalar, işçi sınıfı içinde artan muhalefetin ortasında, dikkatleri kendi canice ihmalinden saptırmaya yönelik kaba bir girişimdir. Ama çok daha fazlası var. Amerikalı stratejistler, pandeminin, ABD emperyalizminin Çin ve diğer rakipleri karşısındaki ekonomik ve stratejik konumunda daha fazla gerilemeye yol açacağından korkuyorlar.
ABD, önce Obama şimdi de Trump yönetimi altında, bir yandan Hint-Pasifik’te savaşa hazırlık için hızlı bir askeri konuşlandırma ile meşgulken, diğer yandan saldırgan bir şekilde diplomatik ve ekonomik yollarla Çin’in altını oymaya çalışıyor. Trump döneminde, sözde terörle mücadele yerini “büyük güç çatışması”na bıraktı. Trump’ın Çin’e karşı ekonomik savaşı, kaçınılmaz olarak askeri cepheleşmeye ve çatışmaya doğru yol alıyor.
Trump yönetimi, şu anda aktif şekilde Çin’e karşı misilleme niteliğindeki ekonomik yaptırımları ve diğer önlemleri tartışıyor. Aynı zamanda Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı deniz provokasyonlarına devam ediyor.
ABD’nin Ortadoğu ve Orta Asya’da hakimiyet için sürdürdüğü çeyrek yüzyıllık canice savaşları, nükleer silahlı güçler arasında korkunç bir savaşa doğru gidiyor. Trump yönetiminin orta menzilli balistik füzeler üzerine anlaşmayı bozması ve bu yılki askeri bütçesinde yeni nükleer silahların geliştirilmesine öncelik vermesi tesadüf değil.
Dünya genelinde kapitalist sınıfların, COVID-19 pandemisinin ışık tuttuğu ve hızla derinleşen ekonomik krize, işçi sınıfına karşı sınıf savaşından ve rakiplerine karşı savaştan başka bir çözümü yoktur. İnsanlığın hayatta kalması, uluslararası işçi sınıfının, iflas eden kâr sistemine ve dünyanın zamanını doldurmuş rakip ulus devletlere bölünmüşlüğüne son vermesine bağlıdır.
Pekin’in ABD’nin saldırgan askeri konuşlanmasına ve savaş yönelimine verecek ilerici bir yanıtı yoktur. Onun tek yanıtı, bir yandan Washington’u yatıştırmak için nafile girişimlerde bulunmak ile diğer yandan insanlık için sadece bir felaketle sonuçlanabilecek olan bir silahlanma yarışına girmek arasında bocalamaktan ibarettir.
Çinli işçiler için ileriye giden tek yol, Çin Komünist Partisi rejimine karşı çıkmak, gerici Çin milliyetçiliğini reddetmek, Troçkist hareketin Stalinizme ve Maoculuğa karşı uzun süreli mücadelesinin derslerini öğrenmek ve dünya genelindeki sınıf kardeşleriyle birleşmekten geçmektedir.
Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi, bu 1 Mayıs’ta, ABD, Çin, Avrupa, Asya ve dünya genelinde işçi ve gençleri, uluslararası işçi sınıfının savaş karşıtı birleşik hareketini inşa etme mücadelesinde kendisine katılmaya çağırır. Hastalık ve savaş belaları ancak toplumun sosyalist bir çizgide tepeden tırnağa yeniden yapılandırılmasıyla sona erdirilebilir.