1 Mayıs 2017: Kuzey Doğu Asya’da nükleer savaş tehlikesi

Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin Avustralya editörü Peter Symonds’un 30 Nisan’da düzenlenen 2017 Uluslararası Çevrimiçi 1 Mayıs Toplantısı’nda yaptığı konuşma.

Dünyanın dört bir yanındaki işçiler, 1962’deki Küba füze krizinden bu yana ilk kez gerçek ve yakın bir nükleer savaş tehlikesiyle karşı karşıya. Medyanın Kuzey Kore’ye yönelik artan bir karalama çılgınlığının ortasında, Trump yönetimi, tekrar tekrar, Kuzey Kore’nin devam eden nükleer ve füze denemelerine müsaade etmeyeceğini ve bunları durdurmak için “tüm seçeneklerin masada” olduğunu ilan etti.

Gerçekte, Beyaz Saray, ortadaki “seçenekler”in çoğunu elemiş durumda. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Washington’ın taleplerine peşinen boyun eğmedikçe Kuzey Kore yönetimiyle herhangi bir şekilde görüşmeyi reddetti. O, ayrıca, Obama’nın yaptırım politikasının (“stratejik sabır”) başarısız olduğunu ilan etti.

Peter Symonds’un 2017 Uluslararası Çevrimiçi 1 Mayıs Toplantısı konuşması

Kuzey Kore’yi boyun eğmeye zorlaması için Çin’e yoğun baskı uygulanıyor ama sonuçta, Pekin’in sorunu çözmemesi durumunda bu işi ABD yapacak. Geriye yalnızca askeri seçenekler kalıyor. Trump, Kuzey Kore ile “büyük, büyük bir çatışma”nın kesin bir olasılık olduğu uyarısında bulundu ve Kore Yarımadası’na bir “filo” (dolu bir nükleer uçak gemisi saldırı grubu ve bir nükleer denizaltı) gönderdi.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Asya’daki başlıca ABD müttefiklerine (Japonya, Güney Kore ve Avustralya) kısa bir tur yaptı. Washington, bu üç ülkede ve Guam’da, Pine Gap gibi Avustralya üslerinin merkezi bir rol oynadığı, iletişim, hedef alma ve casusluk sistemleriyle bağlantılandırılmış askeri kuvvetlere sahip.

Trump yönetiminin katıksız pervasızlığı, planları (milyonlarca insanın öleceği bir savaş tehlikesini büyük ölçüde arttıran bir gerilim tırmandırma politikası oyunu) hakkında kimseye bilgi vermeme kararlığıyla vurgulanmaktadır.

Trump yönetimi neden Kuzey Kore’ye, ABD önderliğindeki onlarca yıllık ambargo eliyle yıkıma uğratılmış küçük yoksul bir ülkeye karşı savaşa hazırlanıyor? Bu ülke, petrole ya da kayda değer bir doğal kaynağa sahip değil ve ABD’nin aralıksız şeytanlaştırmasına rağmen, onun için hiçbir ciddi tehdit oluşturmuyor. Bununla birlikte, Kuzey Kore, Rusya ve Çin sınırında stratejik bir konumda bulunuyor.

Kuzey Kore’ye yönelik tehditler, ABD’nin küresel egemenliğinin önünde başlıca engel olarak gördüğü Çin ile daha kapsamlı bir cepheleşmenin parçasıdır. Obama yönetimi tarafından Çin’e karşı büyük bir askeri yığınakla başlatılan “Asya’ya dönüş”, Trump yönetimi altında yoğunlaştırılıyor. Trump yönetimi, Tek Çin politikasını ve dolayısıyla diplomatik ilişkileri paramparça etmek ve Güney Çin Denizi’nde Çin’e askeri olarak meydan okumak için, Pekin’e karşı ticaret savaşı tehdidinde bulunuyor.

Yıkıcı bir nükleer savaş tehdidi, basitçe Trump’ın ya da önceki yönetimlerin çılgınlığının ürünü değildir. Tersine, bu tehdit, akıldışı bir toplumsal düzen (kapitalist sistem ve onun dünyayı miadı dolmuş rakip ulus-devletlere bölmesi) eliyle oluşturulmaktadır. ABD’nin hem Ortadoğu’da hem de Doğu Avrupa’da Çin’e ve Rusya’ya karşı savaş yönelimi, kendisini kötüleşen bir ekonomik ve toplumsal krizinden çıkarma ve Asya’da ve dünyada egemenlik kurma yönünde her şeyi göze almış bir girişimini ifade etmektedir.

Yüzyıl önceki Rus Devrimi’nin dersleri, savaş tehlikesinin yalnızca sosyalist devrim yoluyla sona erdirilebileceğini göstermektedir. İşçi sınıfının uluslararası birlik günü olan 1 Mayıs’ta, ABD, Çin, Kore Yarımadası, Japonya, Avustralya, Asya ve dünya genelindeki işçilerin, savaş tehdidine, savaşı üreten kar sistemini ortadan kaldırmayı görev olarak belirleyen bir hareketin inşasıyla yanıt vermelidir.

Nükleer savaş tehlikesi, pasifist laf ebeliği ya da hepsi kıyasıya kendi ekonomik ve stratejik çıkarları peşinde koşan kapitalist hükümetlere boş çağrılar yaparak ortadan kaldırılamaz.

ABD’nin, büyük ölçekli yıkımı içerdiği için nükleer silahları kullanmaktan sakınacağı yönünde herhangi bir yanılsamaya da yer olmamalıdır. 1950’lerin kötü ünlü Soğuk Savaş stratejisti Herman Kahn’ın “düşünülemez olanı düşünmek” ifadesi, bir kez daha, Washington’daki strateji çevrelerinde tartışılmaktadır. Obama yönetimi, önümüzdeki 30 yılda ABD nükleer cephaneliğini iyileştirmeye 1 trilyon dolar ayrılmasını önermişti.

Pyongyang yönetiminin basit bir nükleer cephanelik toplama girişimleri, Kuzey Kore halkını savunmak şöyle dursun, yalnızca nükleer savaş tehlikesini yoğunlaştırmaktadır. ABD, Kuzey Kore’nin nükleer silahlarını kullanma yönündeki herhangi bir girişimine, “etkili ve ezici bir yanıt” ile karşılık vereceğini ilan etmiş durumda. ABD emperyalizmi, 1945’te, Sovyetler Birliği’ne ve dünyanın geri kalanına bir uyarı olarak, Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye atom bombaları atmıştı. O, bugün, Kuzey Kore’ye yönelik nükleer bombardımanı, rakiplerine sert bir mesaj vermek için kullanacaktır.

Kuzey Kore ve Çin yönetimleri sosyalizmi temsil etmemektedir. Sosyalist enternasyonalizme derinlemesine düşman olan her iki yönetim de, uluslararası işçi sınıfını bölen zehirli milliyetçilik ve şovenizm gazlarını yaymaktadır. Çin Komünist Partisi, kapitalist restorasyondan yararlanan bir avuç aşırı zengin seçkinin çıkarlarını savunmaktadır. O, ABD emperyalizmiyle Kuzey Kore zararına bir anlaşmaya varma ile kendi askeri aygıtını genişletme arasında sallanıyor. Her ikisi de, yalnızca çatışma tehlikesini arttırmaktadır.

Propaganda yağmuruna yönelik sağlıklı bir kuşku ve savaşa yaygın muhalefetin yanı sıra, işçiler ve gençler arasında eli kulağındaki çatışma tehlikesine ilişkin farkındalık da artıyor. Bugün savaş karşıtı bir hareketin olmaması, belirli siyasi güçlerin, özellikle de çeşitli sahte sol örgütlerin sorumluluğudur. 2003’te ABD’nin Irak’ı işgaline karşı dünya çapındaki kitle gösterilerine önderlik edenler, daha doğrusu onları yanlış yönlendirenler, Libya’daki ve Suriye’deki rejim değişikliği operasyonlarını destekleyerek keskin bir şekilde sağa kaymıştır. Onların Çin’i, bilim ve tarih dışı bir şekilde “emperyalist devlet” olarak nitelemesi, ABD Dışişleri Bakanlığının Çin saldırganlığına ve yayılmacılığına yönelik suçlamalarıyla uyuşmaktadır.

Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi ve onun yayın organı Dünya Sosyalist Web Sitesi, ABD emperyalizminin ve müttefiklerinin Asya’daki ve dünya genelindeki entrikalarını ifşa etme ve yıkıcı bir dünya savaşına gidişi durdurmak için uluslararası savaş karşıtı bir işçi sınıfı hareketi inşa etme konusunda tek başınadır.

Bu, acil bir görevdir. Bu 1 Mayıs’ta, bütün ülkelerdeki işçileri, önümüzde duran mücadeleler için gerekli devrimci önderliği inşa etme çabamızda bize katılmaya çağırıyoruz.

Loading